? Gönderilen ihtarların belirlenen niteliği taşımadığı ve dayanak yapılan limit ipoteği nedeniyle 150/ı maddesindeki koşullar oluşmadığından, borçlu ve ipotek veren 3. kişiye İİK’nun 149. maddesine göre örnek 6 icra emri gönderilemeyeceği-
ZMSS poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemi-
Tüm dosya kapsamında bulunan delil ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde ihtiyati haciz şartları oluştuğundan, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılmasına, davanın TBK 19. maddesinden kaynaklı tasarrufun iptali davası olduğu da gözetilerek, dava konusu taşınmazın borçlu M. tarafından diğer davalı M.'ye satılan 1/4 hissesi üzerine, mahkemesince ilerde arttırılıp eksiltmek üzere dava değeri üzerinden belirlenecek teminat ile ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
Muhtemel bir alacağın teminatı olarak tesis edilen üst sınır (limit) ipoteğinde borcun ulaşacağı miktar belirsiz olduğundan taşınmazın ne miktar için teminat teşkil edeceğinin ipotek akit tablosundaki limitle sınırlandırıldığı, bu durumda alacaklıya limit miktarı kadar ödeme yapılabileceğinden tahsil harcının da limit miktarı üzerinden %11,38 oranında alınması gerektiği, İcra Müdürlüğünün 150/c şerhinin kaldırılması için dosya borcunun tamamı üzerinden tahsil harcı alınmasına yönelik işleminin yerinde olmadığı-
İİK.nun 150/ı maddesindeki düzenlemenin banka ve kredi veren kuruluşlar için getirtildiği, diğer gerçek ya da tüzel kişilerin anılan maddeye dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapmalarının mümkün olmadığı-
Hesap kat ihtarnamesine süresinde itiraz edilmiş olmasının, icra emri gönderilmesine engel teşkil etmeyip borçluya icra mahkemesinde şikayet hakkı tanıyacağı-
Somut olayda, ihtiyati haczin şartlarının oluşup oluşmadığının İİK’nın 257. hükmüne göre, belirlenmesi gerekirken, dosya kapsamında "çekin, rehin cirosuyla verildiği"ne dair delil bulunmadığı halde, mahkemece, alacaklı sıfatını haiz olan tarafın banka olması nedeniyle, bankaların kredi müşterilerinden ciro yoluyla aldıkları çeklerdeki ciroların rehin cirosu olduğu kabul edilerek "ihtiyati haciz isteminin reddi"ne karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirdiği-
Menfi tespit davasına ilişkin dava dosyasında mündemiç ipotek resmi senedin şartlar başlıklı bölümünde ''... lehine ipotek verilen kişinin alacaklı bankaya ... vermiş olduğu ... ve vereceği kefalete dayalı taahhütlerden banka lehine imzalan kefaletler ve diğer her türlü sözleşmeler ile sebep ve ciheti ve kaynağı ne olursa olsun bankaya karşı asaleten veya kefaleten adı geçenlerin doğmuş ve doğacak her türlü kredi ve borçlarının teminatı olmak üzere ...TL bedelle ...'' denildiğinden, icra takibine konu olan borç da lehine ipotek verilen dava dışı üçüncü şahsa kefaleti sebebiyle bankaya olan borcundan kaynaklandığından ve davacının resmi merci önünde hazırlanan ipotek senedindeki taahhüdü kendisini bağlayıcı nitelikte olduğundan, bu ilkeler dikkate alınarak karar verilmesi gerekeceği-
İpotek senedinde aynı borçluya ait 2 parsel üzerinde kurulmuş olan ipotek, toplu rehin olarak düzenlendiğinden 4721 sayılı kanun 873 maddesine göre alacaklı rehin konusu taşınmazların birlikte satışını istemek zorunda olduğu-
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, davalı yönünden ihtiyati tedbir kararı alınıp, uygulanmış ve böylece davanın reddedilen kısmı yönünden alacağa kavuşması geciktirilmiş olduğundan İİK'nun 72/4 maddesi uyarınca tazminata hükmolunması gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.