Haksız ihtiyati tedbir sebebiyle uğranılan zararın tazmini davasının, esas hakkındaki davanın görüldüğü ve karara bağlandığı mahkemede açılması gerektiği-
Kazanın oluşumunda, kendi kullandığı araçla hayatını kaybeden sigortalının kusurlu olup, kendi dışında 3. bir kişinin kazaya etkisinin bulunmadığı, araç işleteni olan davalının da sürücü belgesi olmayan sigortalıya aracını vermekten Karayolları Trafik Kanunu çerçevesinde sorumluluğunun doğacağı, araç işletenin kazanın oluşumundaki kusur payının bilirkişi marifetiyle araştırılması gerekeceği-
Sözleşme şartlarına uyulmaması nedeniyle icra takibinde talep edilen “kira tazminatına" ilişkin alacak kalemi tazminat hukukunu ilgilendirdiğinden, bu alacak kaleminin yargılamayı gerektirdiği- Mahkemece davacının yargılamayı gerektiren kira tazminatı ve işlemiş faizi hakkındaki talepleri yönünden istemin reddine karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, sözleşme konusu tankerin dava dışı kişiye satıldığı dosyaya sunulan noter satış belgesiyle kanıtlanmış olup Karayolları Trafik Kanunu'nun 20/d. maddesine göre resmi şekilde yapılmayan araç satışları geçersiz olduğundan, tarafların verdiklerini geri alabilmeleri gerekeceği-
Keşideci borçlunun, lehtara karşı ileri sürebileceği şahsi def’ilerini iyi niyetli hamile karşı ileri süremeyeceğinden, takibin iptali isteminin reddi gerekeceği-
Kambiyo senetlerinde yapılan sahteciliğin resmi belgede yapılmış sayılabilmesi için ilgili kambiyo senedinin Türk Ticaret Kanunu'nda öngörülen bütün unsurlarını taşıması gerekli olup, düzenleme tarihinin bonunun asli unsurlarından olduğu ve düzenleme tarihinin bulunmaması durumunda senedin bono sayılamayacağı ve sanığın eylemin özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı-
Takip dosyasına konu senedin teminat senedi olup, temlikin ise iptal edilen bir borç ilişkisine dayandığı anlaşıldığından yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davanın kabul edilmesi gerektiği-
Cari hesap ve kredi ilişkisi söz konusu olmayan, mal alım satım ilişkisinden doğan teminat ipoteğinden dolayı genel mahkemelerde dava açılıp alacak miktar olarak belirlenmeden, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılamayacağı-
Davalı aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 16.10.2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 20.10.2021 tarihli borca itiraz dilekçesinde alacaklıya borcu olmadığını beyan ettiği, borca yasal 7 günlük sürede itirazda bulunduğu, borçlunun imzasını inkar etmediği, İİK m. 68/1 de sayılan belgelerden herhangi biri ile borcu ödediğine ilişkin de bir delil sunmadığından borçlu olmadığını ispat edemediği gerekçesiyle 'itirazın kesin olarak kaldırılmasına ve asıl alacağın %20'si oranında tazminatın davalı borçludan alınarak davacı alacaklıya verilmesine' karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.