Kasko sigorta sözleşmesine dayalı tazminat istemi-
İİK'nun 277 vd. maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amacın, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da"iyiniyet kurallarına aykırılık"nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamak olduğu- Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması ve davanın beş yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olması gerektiği- Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığının araştırılması gerekeceği-
Baz istasyonlarının kurulduğu yerlere yakın çevredeki insanların bir endişe içinde'oldukları sabit olduğuna göre, davacıların bu endişelerinin giderilmesi gerekmektedir, bir zarar olmasa bile kişilerin zarar gördüklerine/göreceklerine dair endişe duymalarının başlı başına bir zararın doğduğunun kabulünü gerektireceğinden baz istasyonun daha uygun bir yere kurulmasıyla mesele halledileceğinden, haberleşmeye dönük bu hizmetin de aksamadan yürütülmesi mümkün olacağından baz istasyonunun kaldırılmasına karar verilmesinin gerekeceği-
Menfi tespit davası-
Bu itibarla, bonolarla birlikte belgelerin yazıcıdan çıktısının alınması esnasında belge üzerinde önceden imza varsa bu imza üzerinde oluşabilecek toner/kartuş izinden hareketle, belgenin metin kısmının bilgisayarda hazırlanıp yazıcıdan çıktısı alındıktan sonra mı imzalandığı, yoksa bos kâğıda önceden atılan imzanın üst kısmındaki boşluğa denk gelecek şekilde bilgisayardan yazının metin kısmı hazırlandıktan sonra mı yazıcıdan çıktı alındığı-Taraflar arasında daha önceden imzalanan ibraname isimli belgelerdeki davacı ad, soyad, T.C. no, adres yazılı kısım ile bonolardaki yazıların benzer olması nedeniyle, daha önceden imzalanan ibraname isimli belgelerdeki imzalardan yararlanılarak bonoların tanzim edilip edilmediği-Raporlar arasındaki mübayenetin nereden kaynaklandığı hususlarında Üniversite Grafoloji Bölümü, Polis, Jandarma Kriminal Labaratuar Daire Başkanlığı gibi yerlerden rapor alınarak, bonoların tanzim edilmesinde sahte veya şüpheli bir durum olup olmadığı tespit edilerek, neticesine göre bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle sürekli ve geçici işgöremezlik ile bakıcı gideri tazminatı taleplerine-
Takibe konu senedin, teminat olarak verildiğinden bahisle borçlunun itirazı kabul edildiğine ve dolayısıyla borca itirazın esasına girilmediğine göre; İİK'nun 169/a-6. maddesinin açık hükmü gereğince, alacaklının tazminat ile sorumlu tutulmasının doğru olmadığı, o halde; İlk Derece Mahkemesi’nin şikayetin kabulüne ve tazminat isteminin reddine yönelik kararı yerinde olup, Bölge Adliye Mahkemesi’nce borçluların da istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Lehtarı bedelsiz bir senedin tahsilini kolaylaştırmak ve şahsi def'ilerin ileri sürülmesini engellemek amacıyla bir senedi yakınlarına veya organik bağı olan şirkete devretmiş ise bu durumda devir alanın (hamilin) bunu bildiği ve buna rağmen senedi kötüniyetle iktisap ettiğine karine sayılacağı-
Mahkemenin, dosya kapsamına uygun gerekçesine ve takdirine; davacının mevcut alacağının takip çıktısına göre 354.262,10TL olmasına, dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değerinin bilirkişi raporu ile 480.000,00 TL olarak belirlendiğinin anlaşılmasına, dava konusu taşınmazın davadan sonra el değiştirdiğine göre, rayiç değerinin en az 480.000,00 TL olmasına, ihtiyati haczin İİK m. 281/2 ve m. 283/2 ayrıca ve açıkça düzenlenmiş bulunmasına, tazminata taalluk eden dava konusu tasarruf nedeniyle taşınmazı elden çıkaran aleyhine alacak değeri ile sınırlı olarak ihtiyati haciz kararı verilmiş bulunmasına, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için davanın kesin olarak kanıtlanmasının gerekmemesine, dosyada bir kısım delillerin bulunması ve yaklaşık ispat halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği hususunda bir duraksama bulunmamasına, ihtiyati haciz kararlarında teminatın lüzum ve miktarı bakımından hakime takdir yetkisi verilmiş olmasına ve yargılama sırasında değişen durum ve şartlar halinde her zaman yeniden bir karar verilebilmesinin mümkün bulunmasına göre; mahkemece ihtiyati hacze karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik tespit edilemediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK m.353/1-b/1 uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği-
Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken, kusurları sonucu kişilere zarar vermelerinden kaynaklanan ve zarar görenlerin kamu görevlileri aleyhine açtıkları maddi ve manevi tazminat davalarında kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesinin, ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturacağı, kamu görevlisi olan davalı hakkında, kusuruna dayanılarak açılan davanın husumet yönünden reddine karar verileceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.