İtirazın iptali davası olarak açılmış davanın, yargılamanın safahatında davacı tarafından alacak davası olarak ıslah edildiği, mahkemece davacının ıslah talebi üzerine HMK. 178 ve 180 maddeleri uyarınca işlem yapılmasının gerektiği-
Kural olarak, alacağı rehinle temin edilen bir kimsenin “rehni veren” hakkında doğrudan doğruya genel haciz yolu ile takibe geçemeyeceği ve rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tâbi şahıslardan olsa bile, alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceği, bu düzenleme asıl borçlu içn getirilmiş olup, kefiller hakkında uygulanmayacağı-
19. HD. 19.01.2017 T. E: 2016/10303, K: 256-
İcra müdürlüğünce, İİK'nun 149. maddesindeki emredici bu hükmüne rağmen asıl borçlu şirket borçlu olarak gösterilmeden, sadece ipotekli taşınmazı satın alan malik şirket hakkında hazırlanan takip talebi ile icra emrine göre takibe başlanması ve takibe devam edilerek satışın yapılması, ipotek veren üçüncü kişi ile asıl borçlu arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğundan yasaya aykırı olup, borçlunun usulünce takibe dahil edilmemesi nedeniyle bu hususun takibin her aşamasında, süresiz olarak ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re'sen nazara alınması gerektiği, o halde mahkemece; durdurma kararının kaldırılması ile ihale arasında 15 dakika gibi çok kısa bir süre bulunduğundan, bu hususun talep ve talibi azaltıcı nitelikte olduğunun ve zorunlu takip arkadaşlığına uygun olarak başlatılmayan takipte satış yapılmasının yasaya aykırı olduğunun kabulü ile şikayete konu ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
5411 sayılı Bankacılık Kanununun 138/4 maddesi uyarınca; fonun alacaklı olduğu ve İcra ve İflas Kanunu uyarınca yapılan takiplerde, borçlular tarafından yapılan itirazların satış dışında takip işlemlerini durdurmayacağı-
Çek'e dayalı Menfi Tesbit davasında, taraflar arasındaki gerek araç devri, gerekse diğer protokol alacakları ifa edilmediğinden bedelsiz kalan ve teminat olarak verilen dava konusu çek yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan tazminat davası-
Süresinde ibraz edilmemesi nedeniyle hükümsüz kalan teminat mektubu bedelinin, lehdarın iflâs masasına kaydının istenemeyeceği–
Bir tek alacak için birden fazla taşınmaz üzerinde her biri alacağın tamamına teminat (güvence) teşkil etmek üzere rehin yükü taşınmazlar arasında paylaşılmadan kurulan rehine toplu rehin, kollektif rehin, müşterek rehin veya birlikte rehin denileceği ve bu rehinin amacının, tek bir alacağın tamamının, birden fazla taşınmaz ile tahsil edilmesi olduğu- Somut olayda, dava konusu taşınmazlar üzerinde kurulu ipoteklerin; toplu ipotek olması nedeniyle, alacaklı tarafından tüm taşınmazlar hakkında takip yapılması gerektiği-
İ. sözleşmesine dayalı davada, davacı iddiasını yazılı delil ya da delil başlangıcı veya ikrar gibi kesin bir delil ile ispatlayamamış ise de açıkça yemin deliline dayandığını bildirdiğinden, mahkemece davacıya yemin delilini kullanıp kullanmayacağı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.