Trafik kazası sonucunda davacının aracında meydana gelen hasar bedelinin ve yaptığı masrafların tahsili talebine-
Kayıt kabul davasının davacı alacaklı lehine sonuçlanması halinde ‘%40 oranında tazminata’ da hükmedilmesini öngören yasal bir düzenleme bulunmadığı–
Kapatılan Yüksek 23. Hukuk Dairesi’nin 03.11.2016 tarihli bozma ilamı içeriğinde; sözleşme süresince ödenmesi kararlaştırılan ve tamamının arsa sahiplerinden N.’e ödenmiş olduğu anlaşılan, 30.000,00 TL kira bedeli bakımından birleşen davada davacı Ş.’nın payı oranında talepte bulunabileceği belirtilmiş olup, mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen, oluşan usuli kazanılmış hakkın ihlâli suretiyle, sözleşme süresi için kararlaştırılmış kira bedeli alacağının tamamına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerektiği, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipoteklerin, bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunulmasını engelleyeceği, ancak, haciz tarihinde ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabileceği-
Toplu rehin durumunda, ipotek alacaklısının alacağı gününde ödenmemişse, üzerinde toplu (birlikte rehin) kurulmuş olan taşınmazların her birinin aynı zamanda satılmasının talep edilmek zorunda olduğu, böylece alacaklının istediği taşınmazı sattırarak keyfi davranmasının önlenilmek istendiği- Alacaklı banka tarafından, asıl kredi borçlusu kooperatif ile ferdileşme işlemi sonucu taşınmazları ipotek yükü ile devralan taşınmaz malikleri hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatılmış olup taşınmazlar üzerindeki ipotekler toplu ipotek olmasına rağmen bu taşınmaz aleyhine takip yapılmadığı anlaşıldığından, TMK. mad. 873/3 gereği, müşterek ipotek konusu tüm taşınmazlar aleyhine takip yapılmadığı gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece yetkiye ancak itiraz halinde bakılabileceğinden ihtiyati haciz talebi üzerine İİK. mad. 50 gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Adı geçen şirketin, kefalet borçlusu olmadığı gibi, lehine ipotek verilen asıl borçlu da olmadığı, bu nedenle bu şirketin de takipte borçlu gösterilmesi zorunluluğunun bulunmadığı, bu durumda alacaklı tarafından bu şirket yönünden takipten feragat edilmesinin takibe etkisi olmayıp, bu nedenle ihalenin feshine karar verilmesinin doğru olmadığı-
İhalenin feshi davasının, işin esasına girilmeden -«husumet», «sıfat yokluğu», «süre aşımı», «aktif dava ehliyetinin bulunmaması», «feragat» vb. nedenlerle- reddedilmesi halinde, davacı aleyhine % 10 para cezasına hükmedilemeyeceği—
Genel mahkemede yargılama sırasında verilen ihtiyati haciz kararının infaz edildiği,, ancak ihtiyati haciz hakkında bir takibin bulunmadığı görüldüğünden, ihtiyati tedbir niteliğindeki ihtiyati haczin infazına ilişkin şikayetlerin de kararı veren mahkemece incelenmesi gerektiği, teminat karşılığında ihtiyati haczin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine yapılan başvurunun görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
İcra dairesi görevlilerinin hatalı işlemi sonucunda fazla ödemede bulunmuş olan davacının bu fazla ödemeyi diğer takip borçlularından tahsil etme imkanına sahip olduğu durumlarda, Adalet Bakanlığı aleyhine açtığı tazminat davasının -henüz zarar oluşmadığından- reddine karar verilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.