Takip konusu kambiyo senedinin «iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme» (protokol) uyarınca düzenlenmiş olduğunun borçlu tarafından yazılı bir belge ile kanıtlanması halinde takip konusu «bono»nun «kayıtsız şartsız belirli bir parayı ödeme vaadi», «poliçe»nin «kayıtsız şartsız belirli bir paranın havalesi» olması niteliğini kaybedeceği ve senet bedelinin tahsil edilip edilmeyeceğinin yargılamayı gerektireceği, bu durumda icra mahkemesince «takibin iptaline» karar verilmesi gerekeceği—
Davalıların, dava dışı şirket ile davacı banka arasında imzalanan ........... tarihli genel kredi sözleşmesinde müşterek borçlu müteselsil kefil oldukları, davalı kefillerin imzaları bulunan sözleşme içeriğinde çek yaprağı ve teminat mektubu nedeniyle depo bedelinden sorumlu olacağına ilişkin hüküm bulunmadığı halde mahkemece davanın bu yönden kısmen kabul edilmesinin doğru olmadığı- Dosyadaki bilgilerden takibe konu borçların, asıl borçlu ile davalı şirket arasında üç ayrı kredi sözleşmesine dayandığı, ne var ki davalı kefillerin sadece tek bir sözleşmeye kefil olduklarının anlaşıldığı, o halde mahkemece bankacılık konusunda uzman bir bilirkişiden yerinde inceleme yaptırılmak suretiyle rapor alınarak davalıların kefalet imzası bulunan kredi sözleşmesi kapsamında takip tarihi itibariyle kredi borçları bulunup bulunmadığı belirlenip, sorumlu olacakları miktar tespit edilerek karar verilmesi gerekeceği-
Davacının taksitlerin maaşından ödenmesini ihtirazı kayıtsız kabul edip daha sonra dava açıp kesinti bedelini geri istemesi hakkın kötüye kullanılması olup iyiniyet kurallarıyla bağdaşmayacağı-
Kira sözleşmesinin feshinden sonra kira bedelinin indirilmesinin talep edilemeyeceği- Bilirkişi tarafından gece konaklaması yapılamadığı için kira bedelinin indirilmesi gerektiğine dayalı olarak hesap yapılmış ise de; davacı tarafından gece konaklamasının yapılmasının engellendiğine ilişkin bir iddia ve bu hususta bir delil de sunulmadığından davanın reddi gerektiği- Davalı idare ile davacı şirket yetkilileri arasında düzenlenen kiralananın teslimine ilişkin protokolde, taşınmazdaki eksikler belirlendikten sonra, bu eksiklerin tamamlanması için davacı şirkete 15 günlük süre verildiği, bunların tamamlanması durumunda depozito bedelinden karşılanacağının belirtildiği görüldüğünden yapılan bu protokol dikkate alınarak depozito bedelinin iade edilip edilemeyeceğinin tartışılmadan yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
İİK'nın 45. maddesi gereğince alacağı rehinle temin edilmiş olan alacaklının, öncelikle rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmak zorunda olduğu, rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmadan ilamlı veya ilamsız icra takibi ve borçlu iflasa tabi kimselerden ise iflas yolu ile takip yapamayacağı, rehnin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip sonunda alacaklı alacağın karşılanmayan kısmı için ilamlı veya ilamsız takip yapabileceği, buna göre alacaklının önce ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapması yasal zorunluluk olduğundan mükerrerlik iddiasının ancak rehnin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip dışındaki diğer takipler yönünden ileri sürülebileceği, bu nedenle mükerrerlik iddiasının yerinde olmadığı- Takip dayanağı ipotek akit tablosu kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını içerse de alacaklı tarafından borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ve borçluya örnek 9 ödeme emri gönderilmesinde yasaya aykırılığın bulunmadığı, ipoteğin belirtilen niteliği borçlunun itirazında ve yargılama sırasında borcu olmadığı veya borcun ödendiğine ilişkin bir belge de sunmadığı, ipotek belgesinin İİK'nın 68 maddesinde sayılan belgelerden olduğu dikkate alındığında mahkemece itirazın kaldırılmasına, takibin devamına ve asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkin kararın yerinde olduğu-
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile sonuçlanan ceza mahkemesi kararı hukuk hakimini bağlamaz ise de, tarafların ceza yargılaması sırasındaki ikrarlarının menfi tespit davasında tarafları bağlayıcı nitelikte olduğu-
İcra emrine konu edilen ipotek belgesinin kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediğinden icra emrine konu edilemeyeceği ve ipotek limitini aşan tüm ferilerin iptali gerektiği, ipoteğin geçersiz olduğu, faizin ve asıl alacak miktarının fahiş talep edildiğine yönelik şikayette, borçluya icra emri, ipotek senedinde yazılı adresine tebliğe çıkarılmış, bila tebliğ iadesi üzerine, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi gereğince aynı adreste tebliğ edilmiş olduğundan, yapılan tebligatın geçerli olduğu, bu durumda borçlunun ipotek limitinin aşıldığı hususu dışındaki istemlerinin süreden reddi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.