İİK’nun 99. maddesinin haczin, mahcuzların üçüncü kişinin zilyetliğinde iken yapılması halini düzenlemekte olduğu, anılan madde ile; üçüncü kişinin yedieminliği kabul etmesi halinde hacizli eşyaların muhafaza altına alınmayacağını da hüküm altına aldığı- Bu koşullarda şikayet eden üçüncü kişi tarafından, haciz ve muhafaza baskısı altında icra takip dosyasına yatırılan paranın iadesi gerekeceği-
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte, asıl borçlu takipte gösterilip, ipotek veren gösterilmemiş ya da ipotek verene takip yöneltilip asıl borçlu hakkında takip yapılmamış ise bu durum kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından HMK.nun 124/3. maddesi uygulaması ile anılan kişi sonradan takibe dahil edilmek suretiyle eksikliğin giderilebileceği- Takibe konu ipotek, tüketici kredisi niteliğinde olan konut kredisi alacağının teminatı olarak düzenlenmiş olup, alacağın tüketici kredisi niteliğindeki konut kredisi olması ve ipotek alacağının varlığı, miktarı ve muaccel olup olmadığı Tüketici Kanunu'na tabi olmakla kayıtsız şartsız para borcu ikrarını içermediğinden, bu tür bir ipoteğe dayalı olarak ilamlı takip yapılamayacağı, ancak ipotek, konut kredisi dışında genel kredi sözleşmesinden doğan alacağı da teminat altına aldığından, takibin konut kredisi alacağı yönünden kısmen iptali halinde, bu kredi alacağının teminatsız kalması sonucu ortaya çıktığından, ipotek hakkının bölünmezliği ilkesi karşısında icra emrinin tamamının iptal edilerek yerine ödeme emri çıkarılması gerekeceği-
Menfi tespit davası bozma ilamına uyularak-
Fatura konusu malların alıcıya teslim edildiği kanıtlanarak, fatura bedeli için ihtiyati haciz istenebileceği–
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, takip borçlusu ile onun borçlusu olan banka arasında mevcut olan bir hukuki ilişkiye dayanan, henüz doğmamış olmakla beraber, ileride doğması muhtemel bulunan alacakların müstakbel alacaklar olduğu, ancak borçlu ile banka arasında mevcut bir hukuki ilişkiye dayanmayan, sırf ümit ve ihtimale dayanan alacaklar, devamlılık arz eden bir alacak olmadığından, müstakbel alacak olarak haczi mümkün olmayacağı, bu halde haciz ihbarnamesinin bankaya tebliği anında bankada borçlu adına mevcut olan alacakların haczedilebileceği, bu durumda borçlu ile banka arasında devri edimler doğuran temel bir hukuki münasebet olmadığı, üçüncü kişi bankaya gönderilen haciz ihbarnamesi, doğmuş yada doğacak alacakların haczi ibaresini içerse bile, üçüncü kişi banka haciz ihbarnamesini tebellüğ ettiği tarihteki mevcut durumla sınırlı olarak sorumlu olduğu, davalı banka tarafından sadece haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinde mevcut hesap bakiyesine haciz uygulanmasına ilişkin işlem hukuku uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Dava konusu senetlere ciro yoluyla hamil olan davalıya karşı şahsi def'ilerin ileri sürülebilmesi için hamilin senetleri kötüniyetle iktisap ettiğinin kanıtlanması gerekeceği-
Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemi-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; zararın meydana gelmesinde işletenin veya onun eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerden birinin kusurlu (sorumlu) olup olmadığının ve dolayısıyla zararın poliçe teminatı kapsamında kalıp kalmadığının tespiti bakımından mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı-
Kural olarak cari hesap ve kredi sözleşmelerinin İİK. nun 68/b maddesinde yazılı belgelerden olmadığı ve alacağın varlığı yargılamayı gerektiğinden icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasının istenemeyeceği, ancak, İİK. nun 150/a maddesi ile İİK. nun 68/b maddesinin bu kuralın istisnalarını oluşturduğunu-
Her biri 15.000,00 TL olan 10 adet çek için açılan menfi tespit davasında, daha sonra bu çekleri ödediği ileri sürülerek 03.01.2017 tarihinde davanın tamamen ıslah edilerek menfi tespit davası alacak davasına dönüştürülmüş olup; istinaf mahkemesince davanın ıslah edildiği gözden kaçırılarak 2 çek için menfi tespit kararı verilmesinin doğru olmadığı; ıslah vakıasının gözden kaçırıldığı ve tedbir kararı verilen iki çekin ödenip ödenmediğinin incelenmediği, davaya konu iki adet çekin keşidecisi tarafından ıslah tarihinden önce çek hamiline ödenip ödenmediğinin net olarak araştırılması, ödenmişse davacının alacağının yeniden hesaplanması, ödenmemişse yapılan hesaplama doğru olduğundan alacak talebinin reddine karar verilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.