«Hakkın kötüye kullanılması» (dürüstlük kuralı)na ilişkin İsviçre Federal Mahkemesi Kararları–
(01.07.2012 tarihinden önce düzenlenen) ipotek senedinde yer alan kefalet kaydının geçerli olduğu- İtirazın iptali davasında, takip tarihi itibariyle davacının alacaklı olduğu miktar ve kefalet limiti gözetilerek bir karar verilmesi gerektiği-
Kefiller, kefalet limitleri ve kendi temerrütlerinin hukuki sonuçlarından sorumlu olup, mahkemece davalı müteselsil kefillerin kefalet limitleri ve temerrüt tarihleri ayrı ayrı gözetilerek, sorumlu oldukları borç miktarlarının banka kayıtları üzerinde, konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulunca yapılacak inceleme ile belirlenip, alınacak rapora göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Tapusuz taşınmaz malın zilyedi tarafından tapu dışı satışı ve alıcıya teslimi, yasaya göre hükümsüz olduğundan satıcının bu taşınmaz malı geri almağa yetkisinin olduğu-
İİK'nın 257/1. maddesine göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için rehinle temin edilmemiş, vadesi gelmiş bir borcun varlığının yeterli olduğu, aleyhine ihtiyati haciz istenen kefiller bakımından kredi borcu kat edildiğinden vadesi gelmiş bir borç mevcut, kefalet borcu yönünden rehinle verilmiş bir teminatta olmadığından, ihtiyati haciz kararı verilmesinin gerekeceği- "Takip başlatıldıktan sonra davalı borçluların yapacakları temliki tasarruflar hakkında İİK'nın 277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptali imkanlarının bulunduğu, ihtiyati haciz kararı verilmesi için gerekli şartların tahakkuk etmediği" gerekçesiyle, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
İtirazın iptali davası-
İhtiyati hacze konu edilen alacağın kat ihtarı keşide edilmek suretiyle muaccel hale geldiği, ipoteklerin, asıl borçlunun doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı olarak alındığı, kefaleti temin eden bir ipoteğin bulunmaması nedeniyle, "ihtiyati hacze itirazın reddine" karar verilmesi gerekeceği-
Kefalet sözleşmesinin geçerliği bakımından eşin rızasının aranması yönündeki düzenlemenin aval veren hakkında uygulanamayacağı-
Kefil olduklarına dair herhangi bir açıklama içermeyen senet açısından, asıl borçlu hakkında girişilen ve devam eden takipte borcun ödenmediği, yapılan araştırmada da borca yetecek bir malvarlığına rastlanmadığı, bu haliyle kefil borçlular hakkında dava konusu takibin başlatılmasında bir usulsüzlük bulunmadığı-
Borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvurunun niteliği nazara alındığında İİK.nun 79. ve 360. maddelerinin uygulama yeri bulunmadığının görüldüğü, bu durumda şikayeti inceleme yetkisi, İİK.nun 4. maddesi uyarınca asıl takibin yapıldığı Konya 3. İcra Müdürlüğü'nün bağlı olduğu icra mahkemesine ait olup, anılan yetki kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğinde olduğundan mahkemece re'sen nazara alınması gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.