İcra takibinden sonra davadan önce, davalıların ödemede bulunduklarında taraflar arasında çekişme yoktur. Bu durumda mahkemece bu ödemeler gözetilerek, davacının dava tarihi itibarı ile talep edebileceği alacak miktarı bulunmalı ve icra inkâr tazminatına da davacının dava tarihi itibarı ile talep edebileceği alacak tutarı üzerinden hükmolunması gerekeceği-
İpotekle temin edilmiş alacak için ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği, bankanın alacağın tahsili için öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapması gerektiği-
Kredi kartı alacağının tahsili istemi-
İtirazın iptali davasının amacının itiraz üzerine duran ilamsız icra takibinin devamını sağlamak olduğu, böylece itirazın iptali davasının konusunu, icra takibinde yer alan taleplerin oluşturabileceği, icra takibine konu edilmeyen bir talep hakkında itirazın iptali davası açılamayacağı, somut olayda dava konusu edilen %15 cezai şart takibe konu edilmediği halde mahkemece bu talep yönünden alacak hükmü kurulmasının bozmayı gerektireceği-
Muvazaaya dayalı davalarda, davacının icra takibine geçmesine ve aciz belgesi almasına gerek bulunmadığı- TBK.m. 19'a dayalı tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için, davacının alacağının gerçek olması, iptali istenen tasarrufun, takip konusu borçtan sonra yapılmış olması gerektiği-
Dava dışı Ö. D.’in 3.1.2011 tarihinde davalı şirketten 700,00 TL bedelle satın aldığı cep telefonu için kefil olduğunu ve bu borcun ödendiğini, kefalet sona ermesine rağmen davalı tarafından diğer borçluların bu tarihten sonra yaptıkları alışverişleri için de kendisinin kefilliğine dayalı olarak 8.460,00 TL bedelli takip başlattığını, başlatılan takibin haksız olduğunu ileri sürerek davalıya borçlu olmadığının tespitine-
Davalının babasının vefat etmeden önce borç olarak altın aldığını, bedelini ödenmediğini, davalının babasının borcuna karşılık senet verdiğini ancak senet bedelini ödemediğini ileri sürerek senet bedeli olan 7.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline-
Davalı, icra takibine yapmış olduğu itirazında ve davaya cevabında “kendisine atfedilen kefalet imzasının sahte olduğunu” iddia ederek “borçlu olmadığını” savunmuştur. Bu durumda “genel kredi sözleşmesindeki kefalet imzasının sahte olduğunu” bilebilecek durumda olan davacı bankanın, bu davalı bakımından yapmış olduğu takibinde haksız ve kötüniyetli kabul edilip, İİK’nun 67. maddesi uyarınca bu miktar üzerinden davalı yararına kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
İtirazın iptali davası-
Son ödeme tarihinden bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmamış olan istirdat davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.