Bölge Adliye Mahkemesince icranın geri bırakılması kararı getirilene kadar takibin durdurulmasını sağlamak için İİK 36. maddesi gereğince yatırılan teminatın, İİK 266. maddesinde öngörülen koşulların yerine getirilmesi ile bu madde kapsamında takip dosyasından konulan ihtiyati hacizlerin kaldırılarak ihtiyati haczin teminat üzerine devamına dair karara dayanak olarak alınan teminattan farklı olduğu ve birbirinin yerine geçemediği- İİK 36/5 maddesine göre; bölge adliye mahkemesince, başvurunun haklı görülmesi hâlinde teminatın geri verilip verilmeyeceğine karar verileceği Yargıtayca hükmün bozulması hâlinde borçlunun başvurusu üzerine, bozmanın mahiyetine göre teminatın geri verilip verilmeyeceğine bozma sonrası esası inceleyecek mahkemece kesin olarak karar verileceğinden, İİK 36/5 . maddesi gereğince teminatın iadesine karar verilmesi halinde dahi takip dosyası kapsamında İİK 266. madde gereği alınan teminatın varlığını koruyacağının tartışmasız olduğu, o halde, ilk derece mahkemesince alacaklının şikayetinin kabulü ile 26.11.2020 tarihli icra müdürlüğü kararının iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Kefilin, kredi sözleşmesindeki limitler ve kendi temerrüdünün sonuçlarından sorumlu olduğu–
Kefilin, borçlunun tüm borcundan kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile sorumlu olduğu; bu durumda kefalet limitinin 150.000,00.-TL olduğu gözetildiğinde hesaplamanın bu çerçevede yapılması gerekeceği-
Kefalet ve ödeme taahhüdünün aynı gün ve evrakla yapılmasının taahhüdü geçersiz hale getirmeyeceği-
Aynı borcun hem rehinle ve hem de kefalet ile güvence altına alınmış olması halinde, borçlu hakkında «rehnin paraya çevrilmesi», kefil hakkında da «genel haciz» yolu ile takip yapılabileceği—
Davalı vekilinin ............ tarihli dilekçesinde, her ne kadar “Konu” kısmı itibariyle cevap dilekçesi olduğu açıklansa da, “İstem ve Sonuç” kısmındaki “Davanın Reddi” istemi yanında dilekçenin bir bütün olarak incelenmesinde, yerel mahkeme kararına yönelik istinaf dilekçesi mahiyetinde olduğu anlaşıldığından, istinaf mahkemesince HMK’nin 344. maddesi uyarınca gerekli harçların ikmali için meşruhatlı muhtıra tebliğ edilerek harçların tamamlanmasına göre davalının dilekçesinin istinaf istemi olarak değerlendirilerek inceleme yapılması gerekirken davalının dilekçesinin değerlendirilmemesinin doğru olmadığı-
Genel kredi sözleşmesine dayalı kredi borcunun hesaplanmasında, bankanın hesap kat tarihine kadar ve kat tarihinden temerrüde kadarki sürede anaparaya akdi faiz işletip, bulunan toplamın asıl alacağı oluşturacağı ve temerrütten itibaren de bu asıl alacağı oluşturan toplam tutara temerrüt faizi işletilebileceğinin dikkate alınması ve yine davacı bankanın beyanlarında belirttiği faiz uygulamalarının 17.09.2012 tarihine kadar %80 olup, bundan sonrası için davalılar lehine %54 olarak uygulandığı itirazlarını da karşılayacak şekilde yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alındıktan sonra karar verilmesi gerektiği-
Takip konusu kredi alacağının/alacaklarının (her bir alacak kalemi bakımından) davalının imzasının olduğu sözleşmeden/sözleşmelerden doğup doğmadığı, başka bir deyişle takip konusu alacağın/alacakların kaynağının davalının imzasının bulunduğu genel kredi sözleşmeleri uyarınca kullandırılan krediler olup olmadığı açıkça tespit ettirilip davalının imzasının olduğu sözleşmelerden doğan bir alacağın olması halinde alacak hesabı yaptırılarak sözleşme hükümleri, tüm deliller hep birlikte değerlendirilip varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği- Bankanın yalnızca nakdi alacaklarını varlık yönetim şirketine devrettiği, gayri nakdi alacakların devre konu edilmediği, bankanın hala takibe konu ettiği gayri nakdi alacaklar üzerinde hak sahibi olup davacı sıfatının devam ettiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.