Mahkemece, dosya kapsamı ve iflas müdürlüğü yazı cevaplarına göre; davacı vekilinin alacak kaydı için müracaat ederken tebliğ masrafı vermediği, sıra cetvelinin de Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanarak ilan edildiği, İİK'nun 235. maddesi uyarınca 15 günlük dava açma süresinin 01.02.2010 tarihinde dolduğu gerekçesiyle yasal süreden sonra 03.02.2010 tarihinde açılan davanın reddine karar verildiği ve bu kararın onandığı-
Daire satışına ilişkin müteahhitle yapılan sözleşmenin, resmi şekil-de yapılmadıkça geçerli olmayacağı-
İİK.’ nun 193. maddesi hükmüne göre haciz yoluyla yapılan takipler iflasın açılmasıyla durur, iflas kararının kesinleşmesiyle de düşer. Somut olayda davalının yargılama sırasında iflasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda yukarda açıklanan yasa hükmü gereğince itirazın iptali davasının dayanağı haciz yoluyla yapılan ilamsız takipte düşmüştür. İcar inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için ortada geçerli bir takibin bulunması gerekir. Davaya konu takip düştüğünden ortada geçerli bir takipten söz edilemez. Mahkemece davacı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilmemesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Sözleşmedeki artış şartının sadece yenilenen kira yılında hüküm ifade edeceği, sonraki yıllar için bir artışın öngörülmediği, bu durumda mahkemece artış şartının sadece yenilenen kira dönemi için geçerli olduğu kabul edilerek takibe konu kira alacağı miktarının belirlenmesinin ve belirlenen bu miktar üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesinin gerekeceği-
Mahkemece itirazın iptaline karar verilmesi nedeniyle borçlunun itirazının haksız olduğu anlaşılmış olup alacak likit (belirlenebilir) olduğundan hüküm altına alınan toplam alacak miktarı üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin doğru olmadığı-
Davalı vekili icra dosyasına yapmış olduğu ödemelerin değerlendirilmediğini belirterek itiraz ettiği, mahkemece, davalının bu yöndeki itirazlarının değerlendirilmesi yönünden banka kayıtları üzerinde son raporu düzenleyen bilirkişi heyetince inceleme yaptırılarak ek rapor alınıp deliller hep birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği-
Alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli bulunmayarak yeni bir rapor alınıp rapordaki çelişkiler giderilerek karar verileceği yerde tekrar önceki rapora dönülmek suretiyle karar verilmesinin usule ve yasaya aykırı olacağı-
Mahkemece aciz belgesinin ibraz edilmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de verilen kararın toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun düşmediği, davacı tarafından davalı borçlu ... hakkında ... 19. İcra Müdürlüğü’nün ........... sayılı takip dosyası ile yapılan icra takibi sırasında borçlu davalının bilinen bütün adreslerine 27/12/2011 tarihinde hacze gidilmiş, ilk olarak “... Cad. No:... ” adresinde yapılan haciz sırasında borçlunun burada oturmadığını yerine 7 yıldır oturmakta olan başka bir kiracının bulunduğunu, “...’ daki” adresinde yapılan haciz sırasında yine borçlunun olmadığını, evin boş olduğunu, “... Mahallesi’ndeki” adresinin ise borçlunun mernis adresi olduğu ve yapılan haciz sırasında bina görevlisinin borçlunun buradaki yerinden Ağustos 2011 yılında taşındığını ve son olarak “İlkbahar Mahallesi 593 sokakta” yapılan haciz sırasında ise bina görevlisinin evin boş olduğunu beyan etmesi ayrıca davalı borçlunun farklı icra dosyalarından yapılan detaylı araştırma ile borçlu adına kayıtlı başka gayrimenkullerinin de bulunduğu, bunlarla ilgili yapılan kıymet takdirleri sonucu da borçlunun aciz halinin varlığının sabit olduğunun anlaşılması, hatta bazı gayrimenkullerin de başka şahıslara ihale edilmesi sonucu borçlunun borcuna yetecek haczi kabil malının olmadığı anlaşıldığından mahkemece davalı borçlunun aciz halinin kabul ederek işin esasına girerek karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki sözleşmede “temerrüt faizinin, temerrüt tarihinde bankanın kısa, orta ve uzun vadeli cari kredi faizlerinden en yüksek olanının %50 fazlası nispetinde uygulanacağı” hüküm altına alındığına göre, davacı bankanın davalıların temerrüt tarihinde fiilen uyguladığı cari faiz oranları ve buna göre uygulanması gereken temerrüt faiz oranı saptanıp, uzman bilirkişi kurulundan rapor alınarak, uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Genel kredi sözleşmesinin limitinin artırılmasına ilişkin limit artırım sözleşmesinde hem asıl borçlunun hem de kefillerin imzalarının bulunduğu, bu sözleşmedeki imzalardan birinin davacıya ait olduğu ve limit artırım sözleşmesinin kefalet limitini de ihtiva ettiği dosya içeriğinden anlaşıldığından davacının bu sözleşmede belirtilen kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile sorumlu olması gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.