Kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine karşı davalı garantörlerin yaptıkları itirazların iptali istemi-
İİK. mad. 45 gereğince, rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı, yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceği, ancak, poliçe ve emre muharrer senetlerle çekler hakkındaki takip hükümlerinin saklı olduğu-İİK. mad. 257 uyarınca, ihtiyati hacze karar verilebilmesi için gerekli koşullardan biri de alacağın rehinle temin edilmemiş olması olduğundan, aleyhine ihtiyati haciz istenenin lehine verilmiş bir rehin söz konusu ise alacaklının rehin tutarı kadar alacağı için öncelikle rehne başvurması gerekeceği-
“Takip dayanağı senedin, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin teminatı olarak düzenlenmiş olduğu”nun, alacaklının borçlunun ihtarnamesine noter aracılığıyla verdiği cevaptan anlaşılması halinde, mahkemece, senedin kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediği kabul edilerek, takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Kiralananın temerrüt nedeni ile tahliyesi ve kira alacağının tahsili istemi-
Müteselsil kefil olarak imzalanan sözleşmede açıkça teminat mektubunun bedelini depo etme yükümlülüğü bulunmayan kefilin bankanın depo talebinden sorumlu olmadığı- Tazmin edilmeyen teminat mektubunun bedelinin depo edilmesinin borçlusunun kefil değil; lehine teminat mektubu verilen asıl kredi borçlusu olduğu-
Davalılar vekili, “dava konusu borcun ipoteklerle temin edildiğini ve davacı bankaca ipotekli takipler yapıldığını” ileri sürmüştür. Bu durumda mahkemece, ipotekli takip dosyaları celbedilerek asıl borçlu olan davalı şirket yönünden İİK. nun 45 maddesi hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı hususu üzerinde tartışma ve değerlendirme yapılarak varılacak sonuca göre karar verilmesi için mahkemece “davanın kabulüne” dair verilen kararın bozulması gerekeceği-
Davacının takibe konu borcun asıl alacak ve ferileri ile birlikte tamamen ödendiğine ilişkin savunması ve alacağın temlikine ilişkin sunduğu belgenin menfi tespit davasında değerlendirilmesi gerektiği-
İtiraz edenin hem kefil, hem ipotek veren üçüncü kişi, hem de müteselsil kefil sıfatıyla sorumluluğunun bulunduğu, alacaklının borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden müteselsil kefili takip edebileceği gerekçesi ile ihtiyati haciz kararına vaki itirazın reddine karar verilmesi gerektiği-
Alacaklının ipotek limiti ile sınırlı olarak takip yapabileceği, alacaklının teminat altına alınmayan kalan alacağı için kredi borçlusu hakkında yöntemine uygun olarak ayrı bir takip yapacağı-
Eldeki dava bedele dönüşmekle birlikte dava konusu takip dosyası kesinleşmediğinden, borçlu aleyhine açılan itirazın iptali davası derdest olduğundan ve İİK'nun 281/2 maddesi kapsamında dava şartları yönünden yaklaşık ispat koşulları gerçekleşmediğinden davalı 3. kişinin malvarlığı üzerine konulması istenen ihtiyati haciz talebinin reddinde bir isabetsizlik bulunmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.