İİK. 68. madde hükmünce süresinde (1 ay) itiraz edilmeyen hesap özetinin gerçeğe aykırılığının ancak borç ödendikten sonra dava edilebileceği ve itirazın olmaması halinde imzayı kabul etmiş sayılacağı - Kredi sözleşmeleri, süresinde itiraz edilmemiş hesap özetleri ile ihtarnameler, krediyi kullandıranca usulüne uygun düzenlenen diğer belge ve makbuzlar da İİK. 68. madde anlamında belgelerden sayılacağı-
Mahkemece TMK 230. maddesi gereğince öncelikle, taşınmazın karar tarihine en yakın tarihteki değeri belirlenerek, belirlenen bu değerden, davalının kişisel malı ile ödenen peşinat miktarı ve mal rejiminin sona erdiği tarihte Kiptaş'a olan borç miktarı düşülerek kalan miktarın artık değer olarak kabulü ile TMK 236. maddesine göre belirlenen artık değerin yarısının davacının katılma alacağı olduğu dikkate alınarak karar verilmesinin gerekeceği-
21.07.2006 tarihli taahhütnamede "kefil" ibaresine yer verilmiş ise de 818 sayılı BK'nın 484. maddesi uyarınca kefaletin geçerliliği, kefilin sorumlu olacağı miktarın sözleşmede yer almasına bağlı olduğundan, anılan taahhütnamede sorumluluğun sınırlandırılmamış olması ve davalıların konumu dikkate alındığında, davalıların yüklenici şirketin fiilini taahhüt eden durumunda olduğu, takip ve dava tarihinde yürürlülükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 110. maddesine göre sorumlulukları bulunduğunun kabul edilmesi gerekeceği-
Menfi tespit davasının davacı lehine sonuçlanması üzerine, istem varsa, davacı-alacaklı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi için takibin haksız olmasının yanında, takibin kötü niyetli olduğunun da borçlu tarafından ispatı gerektiği-Alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu halde, icra takibine girişen alacaklının, kötüniyetli kabul edileceği- "Takip dayanağı kredi sözleşmede yer alması gereken imzanın kefilin eşine ait olmaması" nedeniyle "geçerli bir kefalet sözleşmesinin bulunmadığı" gerekçesiyle menfi tespit davasının kabulü halinde, davalı aleyhine kötü niyet tazminatına karar verilemeyeceği-
Borçlu limited şirket ortaklarının şirketten tahsil olanağı kalmayan kamu alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olduğu- Vergi borcundan dolayı davalı şirket ortağının 1/3 oranında sorumlu olduğu, anılan tarihte şirket müdürü olmadığı, başvuru tarihinde takip konusu vergi borcunu beş taksitte ödediği ve borcu kalmadığı gerekçesiyle 6183 s. K. mad. 24 vd. gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu- Takip konusu vergi borcu yargılama sırasında ödenmiş olmakla davanın reddine karar verilmiş ise de, davanın açılmasına davalılar sebep olduğundan harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesi gerektiği-
Takibe itiraz, süresinde yapılmadığı için, icra takibi kesinleşmiş olduğundan, davacı-alacaklının davalıya karşı itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı yoktur. Borçlu hakkında açılan davanın “hukuki yarar yokluğu” nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesinin bozmayı gerektireceği-
Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemi- Kredi borcuna karşılık verilen çekler tahsil edilemediği takdirde çek bedellerinin borçtan mahsubunun mümkün olmadığı-
Hesabın kesilmesi tarihine kadar oluşan akdi faizin kapitalize edilerek, belirlenen toplam alacak üzerinden temerrüt faizi uygulanması gerekeceği–
Somut olayda temlik 05.04.2012 tarihinde noterde yapılmış, takas def'i ise 09.04.2012 tarihli olup icra kefili konumunda olanlar, ilamdan kaynaklı alacakları nedeniyle takas-mahsup def'ini dosya alacağını temlik alana karşı da ileri sürebileceği, bu durumda takas def'inin incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken alacağın 05.04.2012 tarihinde temlik edildiğinden bahisle istemin reddinin isabetsiz olduğu-
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, hakkındaki hüküm kesinleşmiş olan davalı yönünden yeniden hüküm kurulmasının doğru olmadığı- Traktör sürücüsü müteveffanın davalının işçisi olup olmadığı, davalının somut olayda adam çalıştıran sıfatıyla sorumluluğu olup olmadığının araştırılması gerektiği- Davacının bilirkişi raporuna itirazları da değerlendirilerek, hasarlı ve değişmesi gereken parçaların bedelinin, yapılması gereken işçiliklerin bedelinin kalem kalem gösterilmesi ve toplam hasar bedelinin hesaplanması konusunda aynı bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor alınması gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.