İcra takibinden sonra ve itirazın iptali davası açılmadan önce, borçlu tarafından ödeme yapılması halinde, yapılan bu ödeme düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden dava açılması gerektiği- Takipten sonra, ancak dava açılmadan önce yapılmış olan ödeme yönünden dava açılmasında davacı tarafın hukuki yararının bulunmadığı-
İhtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren 10 gün içinde icra dairesinden kararın infazı istenebileceğinden, mahkemenin karar niteliği taşımayan derkenar nottan sonra teminat yatırılmadığı gerekçesi ile ihtiyati haciz talebinin reddi kararı doğru olmayıp, işin esasının incelenerek Hukuk Muhakemeleri Kanunun 297. maddesine uygun bir ihtiyati haciz kararının verilmesi gerektiği-
İmzaya itiraz davasının kabulüne ilişkin karar onanıp kesinleştiğinde, davacı şirket yönünden icra takibi de iptal olacağından üçüncü kişi sıfatı ile istihkak davası açması mümkün olup işin esasına girilerek toplanan delillere göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Kefilin, kredi sözleşmesindeki limitler ve kendi temerrüdünün sonuçlarından sorumlu olduğu–
Mahkemece, kira sözleşmesinde %5 artış koşulu öngörülmesine rağmen, davacı tarafından yenilenen kira döneminde artışsız miktar üzerinden fatura düzenlenip davalıya tebliğ edildiği, davalının da kira ödemesini bu miktar üzerinden yaptığı, bu durumun takipten sonraki dönem için de devam ettiği, böylece taraflar arasında artış şartının uygulanmaması yolunda örtülü bir anlaşma bulunduğu, davacının sonradan artış talebinde bulunmasının MK. 2’de yer alan dürüstlük kuralına aykırı olduğu gerekçesi ile davacının artış koşulundan kaynaklanan fark kira isteminin reddine karar verilmişse de,söz konusu faturalar taraflar arasındaki temel ilişkiyi oluşturan taşınmaz kiralama sözleşmelerine dayalı olarak keşide edilmiş olup, itiraz edilmemiş olsa da fatura, akdin ifası ile ilgili bir belge olduğu için akdin şartlarını değiştiremeyeceğinden, ihtilafın çözümünde esas alınacak olanın yazılı akit olduğu ve faturanın bu durumda sadece akdin ifası ile ilgili hususların ispatında delil kuvvetine sahip olduğu, akdin esaslı şartlarını ihtiva eden kısma ilişkin olarak sözleşmede değişikliğe gidildiği şeklinde yorumlanamayacağından, sözleşmede kararlaştırılan artış şartı geçerli olup, artış şartı uygulanmak suretiyle yeni dönem kirasının belirlenerek hüküm altına alınması gerektiği- Elektrik, su ve aidat bedellerinin davacı tarafından ödenmesinden sonra bunlara ilişkin olarak rücuen alacak davası açma hakkı bulunduğu ve davalının sıfatına göre sözleşmedeki muacceliyet koşulunun dava tarihi itibariyle geçerli olduğu-Kira sözleşmesinde %10’luk tutar olarak belirlenen ve "alacağın tahsilinde harcanan çabanın karşılığı" olarak ödenmesi kararlaştırılan tutarın niteliği itibariyle "cezai şart" olarak kabulü edilemeyeceği-
Krediyi kullandıran Bankanın Ağrı Şubesi olduğu ve borçluların yerleşim yerlerinin de Ağrı olduğu hususları göz önünde bulundurularak ihtiyati hacze itirazın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Davacı tarafın hisse devir sözleşmesinin ifası için herhangi bir dava açmadığı, tam aksine davalı tarafın açtığı dava sonucunda hisse devir sözleşmesinin uygulanmasının hükmen sağlandığı, hisselerin davacı adına tescil edildiği, davalının alacaklı olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Kira alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ve kiralananın tahliyesi istemi-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.