TBK. mad. 586/1 uyarınca müteselsil kefiller hakkında ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için asıl borçluya çekilen ihtarın sonuçsuz kalması ve asıl borçlunun ifada gecikmesinin gerekmesine, asıl borçluya çekilen ihtarın tebliğinin kanıtlanamamış olması gerektiği, ihtarnamenin düzenlenme tarihinden bir gün sonra ihtiyati haciz talebinde bulunulması halinde, ihtiyati haciz talebinin reddi gerektiği- Asıl borçlu yönünden; hesabın kat edilmesi kredi sözleşmesinden doğan alacağın muacceliyeti için yeterli olduğu, hesap kat ihtarının borçluya tebliğinin şart olmadığı gözetilmeksizin asıl borçlu hakkında talep edilen ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Davacının müteselsil kefil olarak imzası bulunmayan daha sonraki tarihli Genel Kredi Sözleşmelerinden sorumlu tutulamayacağı-
Genel haciz yolu ile başlatılan bir takipte, her türlü itirazın İİK'nun 62. maddesi uyarınca icra dairesine bildirilmesi zorunlu olduğu- İcra dairesi yerine icra mahkemesine yapılan başvurunun hukuki sonuç doğurmayacağı-
İki ayrı kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik başlatılan icra takibinin iptali istemi-
«Asıl borçlu» ve «ipotek veren üçüncü kişi»ler dışında, müteselsil kefiller hakkında da ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılıp bu kişilere, bu yola mahsus «icra emri» (ya da «ödeme emri») gönderilemeyeceği—
Adı geçen şirketin, kefalet borçlusu olmadığı gibi, lehine ipotek verilen asıl borçlu da olmadığı, bu nedenle bu şirketin de takipte borçlu gösterilmesi zorunluluğunun bulunmadığı, bu durumda alacaklı tarafından bu şirket yönünden takipten feragat edilmesinin takibe etkisi olmayıp, bu nedenle ihalenin feshine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Alacaklının, borçlulardan alacağının alınabilmesini sağlamak için tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, borçlu/borçluların borca yeter miktardaki menkul, gayrimenkul malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının İİK'nun 257/I maddesi gereğince ihtiyaten haczine karar verilmesi gerekeceği-
Zamanaşımı kesen takip işlemi hangi borçlu hakkında yapılmış ise, o borçlu yönünden zamanaşımını kesip, hakkında işlem yapılmayanlar için zamanaşımını kesmeyeceği-
“Haciz müzekkeresi” ile “tahsilat makbuzu”nun resmi dairelerin yetkileri dahilinde düzenledikleri belgelerden sayılmayacağı, alacaklıya “itirazın kaldırılması”nı isteme hakkını vermeyeceği-
İcra kefaletleri ilam niteliğinde olup, icra kefiline icra emri gönderileceği, ancak, usulüne uygun olarak verilen icra kefaletinin ilam hükmünde sayılacağı, icra kefilliği de bir tür kefalet olup, kefaletin Borçlar Kanunu'nda düzenlendiği, bu nedenlerle mahkemece, Borçlar Kanunu'nun kefalete ilişkin 583 ve 584. maddeleri uyarınca kefaletin geçerliliği araştırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.