Borçlu tarafından, bonodaki imzaların sahibine verilen vekaletnamede “...çek ve belgeleri imzalamaya..”, “...ve sair ilgili senetleri tanzim ve imzaya” yetkisi verildiği, adı geçen kişiye çek düzenlemek dışında kambiyo senedi tanzimine (bu arada bono düzenlemeye) yetki verilmediği görüldüğünden, anılan vekaletnameye dayalı olarak tayin edilen vekil tarafından düzenlenen bonodan dolayı muteriz borçlunun sorumlu olmayacağı, o halde, mahkemece borçlunun imzaya itirazının kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu bonoyu davacı ve davalı borçlu sıfatı ile birlikte imza etmişlerdir. TTK.’ nun 690 ve 636. maddeleri gereğince senette yazılı borçtan taraflar müteselsilen sorumludurlar. BK.’ nun 146. maddesinde “...müteselsil borçlulardan her biri alacaklıya yapılan tediyattan birbirine müsavi birer hisseyi üzerine almaya mecburdurlar ve hisseden fazla tediyata bulunan fazla ile diğerlerine rücu hakkına haizdir...” hükmü yer almıştır. Alacaklı dava dışı kişinin imzaladığı ibraname gözetildiğinde davacının takipten önce ve sonra ödeme yaptığı tespit edildiğine göre müteselsil borçlu davalının ½ oranında sorumlu olduğu dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
İİK'nın 257/1. maddesine göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için rehinle temin edilmemiş, vadesi gelmiş bir borcun varlığının yeterli olduğu, aleyhine ihtiyati haciz istenen kefiller bakımından kredi borcu kat edildiğinden vadesi gelmiş bir borç mevcut, kefalet borcu yönünden rehinle verilmiş bir teminatta olmadığından, ihtiyati haciz kararı verilmesinin gerekeceği- "Takip başlatıldıktan sonra davalı borçluların yapacakları temliki tasarruflar hakkında İİK'nın 277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptali imkanlarının bulunduğu, ihtiyati haciz kararı verilmesi için gerekli şartların tahakkuk etmediği" gerekçesiyle, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
6 adet çekin bankaya iade edilmediği gözetildiğinde, bankanın asgari ödeme yükümlülüğü ile ilgili risk bu çekler yönünden halen devem ettiğinden, bunlara ilişkin depo talebinin kabulü gerekeceği-
İtirazın iptali davası-
İhtiyati hacze konu edilen alacağın kat ihtarı keşide edilmek suretiyle muaccel hale geldiği, ipoteklerin, asıl borçlunun doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı olarak alındığı, kefaleti temin eden bir ipoteğin bulunmaması nedeniyle, "ihtiyati hacze itirazın reddine" karar verilmesi gerekeceği-
Uyuşmazlık, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
Mahkemece, şikayette yasal hısım olarak bulunması gereken takip alacaklısının vekiline duruşma gününün tebliğ edilmemesinin ve yokluğunda yargılamanın sürdürülmesinin isabetsiz olduğu-
Alacağın tamamının rehinle teminat altına alınmış olması halinde, borçlu hakkında haciz yoluyla takip yapılamayacağı–
6098 s. TBK'nın 88 ve 120. maddeleri hükümlerinin ticari işlerde uygulanamayacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.