22. HD. 03.10.2018 T. E: 2017/14925, K: 20972-
22. HD. 02.10.2018 T. E: 12803, K: 20822-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, imzasız ücret bordrolarında “birim ücret 1.800.00TL” olarak belirtilen ücretin, davacının ücretinin net tutarını mı yoksa brüt tutarını mı ifade ettiği ve ücret miktarının belirlenmesi için bu hususun taraflardan sorulmasının gerekip gerekmediği-
Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, sendikal tazminat ile fazla mesai ücreti ve ücret alacaklarının ödetilmesine-
22. HD. 16.10.2018 T. E: 8284, K: 22240-
Davacının işe iadesine, iş akdinin feshinin geçersizliği kararı ile birlikte davacının 1 ay içinde işe başlatılmasına, başlatılmaması halinde davacıya 8 aylık ücret tutarında tazminat ödenmesine, kararın kesinleştirilmesine kadar çalıştırılmadığı süreler için 4 aylık ücret ve diğer haklarının ödenmesine karar verilmesini talep ettiği davada, taraflar arasındaki iş ilişkinin “bozma sözleşmesi” yoluyla sona erip ermediği hususunda uyuşmazlık bulunduğu- Bozma sözleşmesi yoluyla iş sözleşmesi sona eren işçinin, iş güvencesinden yoksun kaldığı gibi, kural olarak feshe bağlı haklar olan ihbar ve kıdem tazminatlarına da hak kazanamayacağı ve 4447 sayılı Yasa kapsamında işsizlik sigortasından da yararlanamayacağı- Tarafların bozma sözleşmesinde ihbar ve kıdem tazminatı ile iş güvencesi tazminatı hatta boşta geçen süreye ait ücret ve diğer haklardan bazılarını ya da tamamını kararlaştırmalarının da mümkün olduğu- Tarafların iş akdini 30/06/2015 tarihli ikale sözleşmesi ile akdini karşılıklı olarak anlaşarak feshettikleri, davacı vekilinin ikale sözleşmesindeki imzayı inkar etmediği, ikale sözleşmesi ile davacıya yasal tazminat ve hakları dışında net 3.702,00 TL ek menfaat ödemesi yapıldığı kabulü ile ikale sözleşmesine geçerlik tanındığı ancak, davacının ikale sözleşmesi düzenleyerek işten ayrılmak istediğine dair bir dilekçesinin bulunmaması ve davacının iş akdinin davalı işveren tarafından işletme ve iş gerekleri nedeniyle yapılan personel azaltılması neticesi feshedilmesi ve davacının iş yerindeki kıdeminin 12 yıl olması nedeniyle, yapılan 2 aylık ücret tutarındaki ek ödeme dikkate alındığında makul yararın yukarıda yazılı normatif düzenlemede izah edildiği üzere karşılanmadığı, bu nedenle ikalenin işveren feshinden farkının bulunmadığı anlaşıldığından, davanın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu- 
Davacı sekreter olarak davalı belediyenin çalışma alanı içerisinde yardımcı iş kategorisinde değerlendirilebilecek hizmet sektöründe çalışmakta olup davalılar arasındaki hizmet alım sözleşmesinin “destek personel” alımına ilişkin olduğu anlaşıldığından, davalı belediyenin, yardımcı işlerinden olan temizlik, büro, kat görevi, şoförlük, mutfak ve bahçe çalışması gibi destek hizmetlerini alt işverene vermesi 4857 s. K. mad. 2/6-7. maddesi ve 5393 s. Belediye Kanunu'nun 67. maddesine göre mümkün olduğundan, geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu kabulu gerektiği- Mahkemece davacı işçinin alt işveren nezdindeki işyerine iadesine ve iş güvencesi hükümlerinin mali sonuçlarından her iki davalının müştereken sorumluluğuna hükmedilmesi gerekirken; asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu sonucuna varılarak davacının davalı belediyeye ait işyerine iadesinin hatalı olduğu- Davalılar arasındaki ilişki muvazaalı olarak kabul edilmesine karşın, iyiniyetli olan davacı işçiye karşı taraf olmadığı muvazaanın ileri sürülemeyeceği, akdin hükümsüzlüğünün davacıya karşı ileri sürülmesinin iyiniyet kurallarına aykırı olması ve hiç kimsenin kendi hilesinden yararlanamayacağı ilkesi gereğince, muvazaalı işlemi yapan davalı Şirket ortaklığının iş akdinin geçersiz nedenle feshi sonucuna bağlı yasal yaptırım sonucu doğan alacaklardan davalı belediye ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu-
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükünün işverene ait olduğu- İşverenin yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlaması gerektiği- Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
Taraflar arasında düzenlenen sözleşmeler nedeni ile sonradan düzenlenen sözleşmenin ilk sözleşmedeki prim(kardan pay alma), taraflar arasındaki hükmü ortadan kaldırıp kaldırmadığının çözümü için sözleşmelerin incelenmesi ve hukuksal sonucunun değerlendirilmesi gerektiği- İşçinin, kâr ve zararla ilgili bilgileri işverenden isteme hakkı bulunmadığı, işçinin alacağı kâr payının, safi kâr üzerinden hesaplanması gerektiği- Sözleşmeyle işçiye ücretle birlikte üretilenden, cirodan veya kardan belli bir pay verilmesi kararlaştırılmışsa, hesap dönemi sonunda bu payın, yasal hükümler veya genellikle kabul edilmiş ticari esaslar göz önünde tutularak belirleneceği- İşçi ayrıldığında proje veya iş tamamlanmamış, ancak dava tarihine göre tamamlanmış ve işveren bu işten dolayı kar etmiş ise, burada kardan pay almanın kıstelyevm esasına göre çalışılan süre ve çalışılmayan süreye oranlanarak belirlenmesi gerektiği- Hukuki nitelendirme ve yukarıda belirtilen ilkelere göre, davacının prim alacağına hak kazanabilmesi, başka bir ifade ile bu alacağın muaccel olması için primin dayanağı projelerin öncelikle tamamlanmış olması gerektiği-
Feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.