23.07.2008 tarihli sözleşme kapsamında verilmiş teminat senedi olduğundan bahisle takibin iptaline karar verilmişse de, dilekçe ekindeki sözleşmenin tarihinin 23.07.2008 , takibe dayanak bononun keşide tarihinin ise -sözleşme tarihinden farklı olarak- 26.06.2009 olduğu, ayrıca sözleşmede teminat senedi verileceği şeklinde genel bir ifade belirtilmiş olmasına karşın miktarı ve tarihi belli bir senet yazılmadığı gibi senette de neyin teminatı olduğuna ilişkin bir kaydın da olmadığı görüldüğünden, 23.07.2008 tarihli sözleşme kapsamında verilmiş teminat senedinin, takibe konu bono olduğunun kabul edilemeyeceği-
Her ne kadar mahkemece davanın açılmamış sayılması yönünde hüküm verilmiş ise de asıl dava yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına dair bir karar verilmediğine göre yenilenme talebinde bulunulmamasının olağan olduğu, bu nedenle dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmeden üç aylık yasal süre içinde herhangi bir yenilenme talebinde bulunulmadığından bahisle asıl dava hakkında açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davacı kiracının sıfatına göre sözleşmedeki kira bedelinin artırılmasına ilişkin şartın geçerli olup tarafları bağlayacağı, icra takibinde talep edilen 2014 yılı Aralık ayı kira alacağı 1 yıl süreli kira sözleşmesinin süresinin sona ermesinden sonraki yeni kira dönemine ilişkin olup mahkemece sözleşmedeki kira artışına ilişkin düzenleme nazara alınarak kira alacağı hakkında karar verilmesi gerekeceği-
22. HD. 18.02.2019 T. E: 2017/20224, K: 3533-
Satış esnasında sunulan projede, sözleşmede ve tanıtımlarda belirtilen ancak bunlara uygun olarak yapılmayan veya eksik yapılan işler nedeni ile davacının satın aldığı dairede oluşan değer kaybının ödetilmesi istemi-
22. HD. 27.02.2019 T. E: 2016/6712, K: 4442-
9. HD. 08.11.2010 T. E: 36834, K: 32051-
İlk bozma kararı “eksik inceleme ve araştırmaya” yönelik  olup, kararda "fazla çalışma ve genel tatil ücretine" ilişkin usul ya da esas yönünden yapılmış bir değerlendirmede bulunmadığı, yine bu taleplerin incelenerek temyiz isteminin reddedildiğine ve bozma kapsamı dışında kaldığına dair bir hükmün de yer almadığı görülmüş olup, bu hususların, hükmüne uyulan bozma kararına konu olmadığından kesinleşmemiş olacağı ve bu istemleri etkileyecek bir taraf işlemi de bulunmadığından, Dairenin birinci bozma kararına uyulmakla bu alacak kalemleri yönünden davacı yararına usulü kazanılmış hak doğduğundan da söz edilemeyeceği-
(AİHM. 03/05/2012 T. ve 60328/09 başvuru numaralı kararında da belirtildiği üzere) Yaş küçüklüğünün çocuğun menfaatinin takdirinde bir kriter olarak kabul edilmesinde herhangi bir şüphe olmasa da, Sözleşme hükümleri çerçevesinde yaş küçüklüğünün iade talebinin reddini haklı kılmaya yetecek tek neden olarak kabul edilmesi olanağının da bulunmadığı- Somut koşullar itibari ile çocuğun mutat meskenine iadesinin çocuk açısından ciddi bir risk oluşturacağının ortaya konulması gerekmekte olduğundan, münhasıran çocuğun yaşının küçük olmasının sözleşmenin 13/1-b maddesi kapsamında iadeden kaçınma hakkı tanımayacağı- Keza, davalı tarafından Türkiye'de açılan boşanma davasında çocuğun geçici velayetinin davalıya bırakılmış olmasının, anılan sözleşme hükümleri bakımından bir öneminin de bulunmadığı-
Somut olayda, Ankara Havagazı ve Otobüs İşletmesi Genel Müdürlüğü ile Buğsaş Başkent Ulaşım ve Doğalgaz Hizmetleri Proje Taahhüt Sanayi ve Ticaret AŞ. arasında Hizmet Alım Sözleşmesi yapıldığı, anılan sözleşme ile EGO Genel Müdürlüğü bünyesindeki araçlarda 1500 şoför personel çalıştırıldığı, davacı da bu işçilerden olduğundan, uyuşmazlığın 4857 sayılı İş Kanunun yedinci maddesinde sözü edilen geçici iş ilişkisi bağlamında çözümü gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.