Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, toplu iş sözleşmesinden faydalanmaya başlayan davacı işçinin çıplak ücretinin, daha sonra yürürlüğe giren toplu iş sözleşmesi hükümleri ile düşürülüp düşürülemeyeceği; buradan varılacak sonuca göre davacı işçinin fark alacaklara hak kazanıp kazanmadığı- Direnme kararını temyiz eden davalı aleyhine hükmedilen ve uyuşmazlık konusu olan toplam 2.073,95TL alacağın açık biçimde direnme kararının verildiği 22.08.2019 tarihinde geçerli olan 3.200TL tutarındaki temyiz edilebilirlik sınırının altında olduğu-
Davacı tarafından birlikte istihdam, geçici iş ilişkisi, işyeri devri, iş sözleşmesi devri ya da muvazaa veya tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasını gerektiren başkaca durumların iddia edilmediği, bu halde sırf yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile ortaklarının bir kısmının aynı olması ve holding-yavru şirket ilişkisinin bulunması davalı şirketin de davacının taleplerinden sorumlu olduğunu sonucunu doğurmayacağı, dosya kapsamındaki belgelere göre yargılama sırasında davacının işvereninin dava dışı şirket olduğu anlaşılmasına rağmen, davacı tarafından maddi hataya dayalı bir taraf hatası yapıldığı ileri sürülerek dava dışı bu şirketin davaya dahil edilmesinin de istenmediği, şu halde davanın husumet sebebiyle reddi gerekirken bunun yapılmayarak dava hakkında karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
7. HD. 20.04.2016 T. E: 14363, K: 8705-
İtirazın iptali davalarında icra dosyası kapsamı dışına çıkılarak hüküm kurulması mümkün değilse de, HMK. mad. 180 uyarınca, davanın tamamen ıslahı mümkün olduğundan, davacının, davasını tamamen ıslah ederek davasına bilirkişi tarafından belirlenmiş ve icra dosyasında takibe konu tutarı aşan miktar üzerinden alacak davası olarak devam edebileceği, itirazın iptali davasında kısmen ıslah suretiyle icra dosyasında takibe konu tutar aşılarak talepte bulunulamayacağı- Dava konusu işçilik alacaklarına hak kazanma durumu yargılama sonucu belirlenmiş olduğundan, alacağın likit olmadığı, bu durumda, davacının icra inkar tazminatına dair talebinin reddi gerektiği-
22. HD. 25.02.2019 T. E: 2016/6150, K: 4215-
Davalı koca yanında davalı kadının da boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu olduğu, kocanın davası yönünden Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşulları oluştuğundan bahisle davalı-davacı kocanın boşanma davasının kabulüne karar verileceği-
Fesih hakkının doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışın diğer tarafça öğrendiği tarihten itibaren altı iş günü içinde kullanılmasının gerekeceği- 4857 sayılı Yasanın 26 ncı maddesinde öngörülen altı iş günlük ve bir yıllık süreler ayrı ayrı hak düşürücü nitelikte olduğu- Hak düşürücü sürenin niteliğinden dolayı taraflar ileri sürmese dahi, hâkimin resen dikkate almak zorunda olduğu-
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçiye kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ödenmesi gereken ücretin tespiti ile talep edilen fark alacaklara hak kazanıp kazanmadığı ve alacakların hesaplanmasına ilişkindir...
5684 sayılı Sigortacılık Yasası’nın 30/12. maddesi gereği sigorta tahkim komisyonlarının 40.000,00 TL'yi geçmeyen kararları kesin olduğu- İhtiyari dava arkadaşı olan davalılar yönünden, 40.000,00 TL'lik kesinlik sınırı her bir davacı yönünden ayrı ayrı gözetilmesi gerektiği- Davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun kapsamının, 01.06.2015, yani davaya konu trafik kazasından sonra yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’na göre belirleneceği- Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.6. maddesinin d bendi uyarınca, “Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri,”nin teminat dışında kalacağı- Dava konusu poliçe, 01/06/2015 tarihinden sonra akdedilmiş olduğundan bu genel şartların dikkate alınarak başvurunun davacı bakımından reddi gerektiği-
HMK mad. 177/2'de, ıslahın, sözlü veya yazılı olarak yapılabileceği, karşı taraf duruşmada hazır değilse veya ıslah talebi duruşma dışında yapılıyorsa, bu yazılı talep veya tutanak örneğinin, haber vermek amacıyla karşı tarafa bildirileceği belirtildiğinden, davacı tarafından sunulan ıslah dilekçesi davalı vekiline tebliğ edilmeksizin, dava konusu alacaklar hakkında karar verilmesi, yukarıda açıklanan Anayasa ve Kanun maddelerine aykırı olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.