İşçinin sigorta primlerinin hiç yatırılmaması veya eksik bildirilmesi işçinin sosyal güvenlik hakkını ilgilendiren bir durum olsa da sigorta primlerinin hiç yatırılmaması, eksik yatırılması veya düşük ücretten yatırılması hallerinde de işçinin haklı fesih imkanı olduğu- İş müfettişi tarafından düzenlenen tutanağın işveren vekilinin beyanına göre düzenlenmiş olduğu, sadece müfettiş ile işveren vekilinin imzasını taşıdığı, böyle bir tutanağın işveren lehine yazılı bir delil olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı-
Rücuan tazminat istemi-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan eksik ve ayıplı iş bedellerinin tahsili istemlerine ilişkin davalarda 5 ve 10 yıllık zamaanşımı sürelerinin ögörüldüğü- Eksik ifada zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu gerekçesiyle zamanaşımı def'inin reddine karar verilmiş olup, ayıplı iş bedeli yönünden zamanaşımı def'i tartışılmamış, hangi işlerin ayıplı ya da eksik iş olduğu üzerinde durulmamış olup, iskân ruhsatının alındığı 09.08.2001 tarihinde teslim yapıldığı ve davanın 26.02.2010 tarihinde açıldığı da gözetilerek, zamanaşımı süresinin dolup dolmadığının belirlenmesi için, öncelikle, tazminat konusu yapılan kalemler tek tek değerlendirilerek, bunların ayıplı iş mi, yoksa eksik iş mi, ayıplı işlerin ise gizli ayıp mı yoksa açık ayıp mı olduğunun belirlenmesi, bilirkişiden görüş alınarak, oluşacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Davacıların, sözleşmenin feshi nedeniyle BK'nun 61. ve 62. maddelerinde düzenlenen haksız iktisap kuralları gereğince verdiklerinin iadesini isteyebilecekleri, davalı yüklenicinin ise sözleşmenin yerine getirilmesi için hiçbir masraf yapmadığı, bu nedenle davacılardan talep edebileceği bir meblağın bulunmadığı gerekçesiyle karar verildiği ve bu kararın onandığı-
22. HD. 05.02.2019 T. E: 2017/20984, K: 2290-
Kişisel hakka dayanan gerek yüklenici, gerek hakkını ondan yazılı olarak temellük eden halefi olan üçüncü kişi; hakkını arsa sahibine karşı ileri sürebilmesi için yüklenicinin sözleşme ile kendisine yüklenen edimini tam olarak yerine getirmesi gerektiği-Yaptığı sözleşme mahkeme kararı ile geriye etkili olarak feshedilen yüklenici ile ondan daire satın alan davalı üçüncü kişi arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğu- HUMK. mad 79 uyarınca hiç kimsenin dava açmaya zorlamayacağı-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından mı yoksa davacı işçi tarafından mı haklı nedenle feshedildiği, buradan varılacak sonuca göre davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanamayacağı-
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, olmazsa daire bedelinin tahsili davası-
Asıl-alt işveren ilişkisinde ilişkinin muvazaalı veya yasadaki unsurları taşıyıp taşımadığının belirlenmesinde; "biri asıl diğer hukuksal ve ekonomik bağımsızlık ile ayrı bir iş organizasyonuna sahip iki ayrı işverenin bulunup bulunmadığının, alt işveren işçilerinin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılıp çalıştırılmadıklarının, alt işverene verilen işin, işyerinde asıl işveren tarafından yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin asıl işin, yardımcı işlerinden olup olmadığının, alt işverene verilen işin işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olup olmadığının, alt işverenin daha önce o işyerinde çalıştırılan bir kişi olup olmadığının, alt işverenin işe uygun yeterli ekipman ile tecrübeye sahip olup olmadığının, istihdam edeceği işçilerin niteliklerinin yapılacak işe uygun olup olmadığının, alt işverene verilen işte, asıl işveren adına koordinasyon ve denetimle görevlendirilenlerden başka asıl işverenin işçisinin çalışıp çalışmadığının, yapılan alt işverenlik sözleşmesinin iş hukukunun öngördüğü kamusal yükümlülüklerden kaçınmayı amaçlayıp amaçlamadığının, yapılan alt işverenlik sözleşmesinin işçilerin iş sözleşmesi, toplu iş sözleşmesi yahut mevzuattan kaynaklanan bireysel veya kolektif haklarını kısıtlamaya ya da ortadan kaldırmaya yönelik yapılıp yapılmadığının araştırılması ve irdelenmesi gerektiği- Davaya dahil edilen şirket dava dışı Telekomünikasyon şirketi tarafından kurulmuş bir şirket olup bu şirketleşme ile Telekomünikasyon şirketi kendi faaliyet alanı içindeki asıl işi olan çağrı merkezi hizmetleri yanında müşterilerinin satış ve pazarlama faaliyetlerinde bulunmalarına yönelik veri üretmek için kurulmuş olduğu ve bu özelliği ile diğer işverenlere de bu hizmeti sunmakta olduğu- Diğer davalının ise dava dışı Telekomünikasyon şirketinin iştiraki olduğu ve sonuçta aynı iştiraklar arasında bir hizmet alımı bulunduğu- Yargılamaya konu olayda davalı ile dahili davalı arasında zorunlu bir dava arkadaşlığından söz edilemeyeceği, aksinin kabulü durumunda, davanın alt işverene değil de muvazaa iddiasıyla yalnızca asıl işverene karşı açılması halinde işe iade davalarında dava şartı olan 1 aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra davacının davasını alt işverene teşmil etmek suretiyle davaya dahil ettirerek yargılamaya devam edileceği gibi sonuç çıkacağı davacının muvazaa iddiasıyla asıl işveren aleyhine dava açtığı yargılamaya bu iddia üzerinden devam olunarak sonuçlandırılması gerekirken alt işveren olarak görünen şirketin davaya dahil edilerek karar verilmesinin hatalı olduğu, davalı ile dahili davalı arasında muvazaaya dayanmayan hizmet alım sözleşmesinin bulunduğu, asıl işverenin işe iadeyle yükümlülüğü bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Gerek dava gerekse de ıslah dilekçesinde, alacakların “brüt” tutarda hüküm altına alınması talep edilmesine rağmen, İlk Derece Mahkemesince, ihbar tazminatı alacağı dışındaki ücret cinsinden alacakların “net” tutar üzerinden hüküm altına alınması suretiyle 6100 sayılı Kanun’un 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesine aykırı hareket edilmesinin hatalı olduğu- Bahsi geçen aylık ücret alacağının brüt mü net mi olduğunun belirtilmediği, bu halde, davayı somutlaştırma yükümlülüğü karşısında, dava dilekçesinin “olaylar ve gerekçeli açıklamalar” başlıklı bölümünün “5” numaralı bendinde, toplam ödenmemiş aylık ücret alacağı olarak gösterilen tutarın net mi brüt mü olduğu hususunda davacı vekilinden beyanda bulunmasının istenilmesi gerekeceği, bu yönde bir işlem yapılmamasının 6100 sayılı Kanun’un 31. ve 194. maddesine aykırı olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.