İstihkak davalarında da borçlu tarafından ticari emtianın büyük bir bölümünün üçüncü kişiye devredilmiş olması halinde İİK.’nun -tasarrufun iptaline ilişkin- 280/3 maddesinin uygulama alanı bulacağı; mahkemece, üçüncü kişinin borçlunun alacaklılarını ızrar kasdını bildiği sonucuna varılırsa, istihkak davasının alacaklı lehine sonuçlandırılacağı-
Davalının takibe dayanak yapılan kira sözleşmesindeki imzayı açık ve kesin olarak inkar etmediğinden İİK.'nun 269/2. maddesi uyarınca sözleşmeyi kabul etmiş sayılacağı, ödeme emrinde belirtilen kira miktarına da karşı çıkmadığından bu miktar borcu ödediğini kanıtlaması gerekeceği-
Sözleşmeye göre takip konusu Nisan ayının kira bedelinin, ay sonunda ödeneceğinden takip tarihi itibariyle henüz muaccel olmadığı, bu durumda itirazın kaldırılması ve tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, itirazın kaldırılmasına ve tahliyeye karar verilmiş ise de, borç likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verildiği, takibe konu alacak miktarına itiraz edilmediğinden takibin miktar yönünden kesinleştiği, davacı alacaklının icra inkar tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Daha önce dava konusu edilmeyen bir hususun ıslah yoluyla istem konusu yapılmasına yasal açıdan olanağın olmadığı- Davacı alacaklının tahliye olan ilk davasına, "itirazın kaldırılması" davasını ıslah yoluyla ekleyemeyeceği-
Kiracılık ilişkisini ve kira borcunu kabul etmeyen borçlunun itirazı üzerine açılan davacı alacaklının İİK'nın 68. maddesi gereğince itirazın kaldırılması talebinin, taraflar arasında düzenlenmiş imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye dayanmadığından alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiğinden dar yetkili icra mahkemesinde incelenemeyeceği-
Kiraya veren tarafından yönetime ödenen aidat bedelinin, rücuen kiracıdan tahsiline yönelik başlatılan icra takiplerine vaki itirazın iptali istemi-
Tahliye davasında, gerekçeli kararın usulsüz tebliğ edildiğine dayanılarak öğrenme tarihinden itibaren süresinde temyiz yoluna başvurulmamış, bu durumda borçlu, usulsüz olduğunu iddia ettiği ödeme emrine dayalı olarak verilen tahliye kararını kabullenmiş ve usulsüz tebligat şikayetinde mevcut olan hukuki yararını, tahliye kararını öğrenme tarihinden itibaren yasal süre içinde temyiz etmemekle ortadan kaldırmış olduğundan, mahkemece, borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği-
İtirazın iptali, takibin devamı ve temerrüt nedeni ile kiralananın tahliyesi istemi-
Davacı, 06.03.2015 tarihinde başlatmış olduğu icra takibinde ödenmediği iddia olunan Ocak 2014 ile Mart 2015 arası, aylık kira parası 1500 TL’den onbeş aylık toplam 22.500,00 TL’nin davalıdan tahsilini istemiş; davalının icra takibine itiraz ederek, aylık kira parasının 325,00 TL olduğunu beyan etmesi üzerine de, dava dilekçesinde ödeme emrinin 26.03.2015 tarihinde tebliğinden sonra 02.04.2015 tarihinde adına gönderilen üç aylık kira parası 975 TL’nin borçtan mahsup edilerek, davalının kabul ettiği aylık kira parası üzerinden bakiye 12 aylık kira parası 3900 TL üzerinden itirazın kaldırılmasını talep ve dava ettiği, bu durumda, davacının dava dilekçesindeki talebi ve H.M.K’nun 26/1 maddesi gözönünde bulundurulmadan, takibe konu tüm aylar kira bedelleri toplamı 4875 TL asıl alacak yönünden itirazın kaldırılmasına ve bu bedel üzerinden faiz ve inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesinin doğru olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.