Başlangıçtaki süreli kira sözleşmesi sonradan süresiz hale geldiğinden feshi ihbar edilmeden kira akdinin sona erdiğinden ve davalıların fuzuli şagil olduğundan söz edilemeyeceği; dolayısıyla davalı şirketin ecrimisilden sorumlu tutulamayacağı-
Mahkemece, kira ilişkisinin ispatlanamadığı gerekçesiyle hüküm kurulmuş ise de; daha önce taraflar arasında görülüp temyiz edilmeksizin kesinleşen Sulh Hukuk Mahkemesinin kararı ile davalının kiralananda kiracı olarak oturduğu hususu kesinleştiğinden, bu durumda mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacının taahhütnameye dayalı olarak başlattığı icra takibinden sonra fakat tahliye davasından önce mecuru sattığı, davacının, dava tarihinde mülkiyet hakkını başkasına devrettiğine göre, mülkiyet hakkı kadar kapsamlı olmayan kiralayanlık hakkını da kaybetmiş sayılacağı, bu bakımdan bu sıfatla tahliye isteyemeyeceği-
Taşınmazın birden fazla kişiye kiraya verilmiş olması halinde, kiracılar arasında tahliye borcu bakımından zorunlu takip (dava) arkadaşlığı bulunduğundan ve tahliye borcu bölünemeyen borçlardan olduğundan, tüm kiracılar tarafından tahliye taahhüdünde bulunulması ve tahliye talebinin tüm kiracılara yöneltilmesi gerekeceği–
Tahliye-
Her iki olay arasında benzerlik ve yasanın uygulanması yönünden bir uyuşmazlık bulunmadığından içtihatların birleştirilmesine gerek olmadığı-
İcra müdürlüğünce yapılan hatalı (kanuna aykırı veya hadiseye uygun olmayan) işlemlere karşı, taraflarca “öğrenme tarihi”nden itibaren yedi gün içinde şikayet yoluna başvurulabileceği–
6570 sayılı yasanın 7/ç maddesine dayalı yeniden inşa nedeniyle tahliye istemi-
Akde aykırılık ve temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi istemi-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.