Örnek 13 takipte tahliye talebine ilişkin uyuşmazlıkta temyiz kesinlik sınırının tespiti açısından bir yıllık kira bedelinin dikkate alınması gerektiği-
Kira sözleşmesinde, kiracıların aylık kira parasından müteselsilen borçlu olduklarına dair bir kayıt bulunmamakta olduğundan, kira parasının taksimi kabil bir borç olması sebebiyle kiracıların, kira parasından eşit oranda sorumlu olacakları- Davalı kiracı, ödenmediği iddia olunan kira alacağının 1/2'sinden sorumlu olacağından, mahkemece, davacının yeni iktisabını ve kira bedellerinin kendisine ödenmesi ihbarını içeren, noter ihtarnamesinin davalıya tebliğ edildiği tarihe göre, davalının icra takip dosyasına sunmuş olduğu ihtar tebliğinden önceki takibe konu aylarla ilgili açıklama şerhli banka ödeme dekontları göz önünde tutularak, ödenmesi gerekli takibe konu alacak miktarının tespit edilmesi, davalı borçlu hakkında kiraya veren tarafından temlik edilen ve işbu takibe konu kira alacağını da kapsayan alacak için başlatılan icra takip dosyasında, icraen tahsil edilen bir alacak olup olmadığı üzerinde de durularak, tahsilde tekerrüre esas olmayacak şekilde, tespit edilecek alacak miktarı üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Takip dosyasındaki garanti sözleşmelerindeki imzaların eli ürünü olmadığı iddiasına ilişkin olarak yukarıda belirtilen Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporlar dikkate alındığında imzaların eli ürünü olduğu anlaşılmakla garanti sözleşmelerinin geçerli olduğu- Davacı tarafından defter incelemesi talep edilmiş ise de; asıl borçlu yönünden alacağın varlığına ilişkin olarak kesinleşmiş mahkeme kararının bulunduğu, bu hali ile alacağın varlığına ilişkin olarak yeniden inceleme yapılamayacağı-
Türk Borçlar Kanununun 315.maddesi hükmü uyarınca temerrüt nedeniyle açılacak tahliye davasının kural olarak kiralayan tarafından açılması gerekeceği, kiralayanlar birden fazla ise aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan ihtarnameyi birlikte göndermeleri ve yine davayı da birlikte açmaları gerekeceği- Kiralayan durumunda olmayan malik veya kiralananı sonradan iktisap eden yeni malikin önceden kiracıya ihbar göndererek kira paralarının kendisine ödenmesini istemesi bu ihbarın sonuçsuz kalması halinde yasal içerikli ihtarname tebliğ ettirmek suretiyle dava açması gerekeceği -Kiralanan paylı mülkiyete konu ise, pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması, el birliği mülkiyetine tabi ise, tüm ortakların davaya katılmaları gerekeceği-
Davacı her ne kadar taşınmazı kullanmışsa da bunun karşılığında tapu maliki hazineye karşı sorumlu tutulmuş ve ecrimisil tazminatı ödediğini ileri sürmüş olup davacının zapt dolayısıyla taraflar arasındaki kira sözleşmesini fesih edebileceği, ödediği kira bedelini geri isteyebileceği- Davacının, ödediği ecrimisili kira bedellerini aşmamak kaydıyla talep edebileceği, burada davalının borcunun sebepsiz iktisaptan değil kira sözleşmesinin feshedilebilir olmasından kaynaklandığı- Davacı, hazineye ödediği ecrimisil alacağı ile ilgili dekontları sunmuş olup mahkemece davacının ödediği ecrimisil bedellerine dair belgelerin incelenerek, sonucuna göre kira bedelinin iadesi hakkında bir karar verilmesi gerektiği- Davacının aynı taşınmazda daha önce köy tüzel kişiliği ile yapılan ..2010 başlangıç tarihli ve üç yıl süreli sözleşme ile kiracı iken, köy tüzel kişiliğinin kaldırılması belediyelere devri sonucu tarafların ...2014 tarihli kira sözleşmesini imzaladıkları anlaşılmakla, Davalı belediye ile davacı arasındaki kira akdinin 2886 sayılı Yasaya göre yapılmadığı bildirilmiş olup sözleşmede kiralananın "restaurant" amacı ile kullanılacağı belirtilmiş ve kira sözleşmesinin 2886 s. Yasaya göre yapılmamış olması ve kiralananın çatılı işyeri olması nedeniyle kiraya verenin, süre bitimi nedeniyle kiracının tahliyesini isteyemeyeceği- Davacı ile dava dışı köy tüzel kişiliği arasında kira ilişkisi devam ederken 6360 s. Yasa ile köy tüzel kişiliği kaldırılmış ve taraflar serbest iradeleriyle ...2014 tarihli kira sözleşmesini imzalamış ve kira ilişkisini devam ettirmiş olup mahkemece serbest irade ile imzalanan bu sözleşmenin iptali talebinin reddine karar verilmesi doğru ise de; davalı belediyenin çatılı işyeri olan taşınmazın tahliye edilmesi yönündeki müdahalesi haksız olduğundan, davalı belediyenin bu müdahalesinin önlenmesine karar verilmesi gerektiği-
Asıl işveren ve alt asıl işveren arasındaki sözleşmenin muvazaalı olması veya yasal unsurları taşımaması halinde, asıl işveren başlangıçtan beri gerçek işveren olduğundan, alt işverenin bu anlamda işverenlik sıfatı bulunmadığından, işe iade isteyen alt işveren işçisinin asıl işveren işyerine işe iadesine işe iadenin mali sonuçlarından gerçek işveren ile muvazaalı işlemin tarafı olan kişi, kurum veya kuruluşun müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna karar verilmesi gerektiği- Davalı A.Ş.'nin alt işveren şirketin işçilerinin kendi bünyelerinde hangi işleri yaptığına ilişkin bir liste sunduğu, bu listeye göre alt işveren işçilerinin rampada görevli olduğu, yemekhanede çay ve yemek servisi yapmakta olduğu, şubede satış yaptığı, oksijen, azot ve mtp dolum işi yaptıkları, co2 dolumu ve tüp boyama işi yaptıkları, tüp okutma, tüp bakımı, tüp test sorumlusu olarak çalıştıkları, karışım dolumcusu, operatör vs işleri yaptıkları, davacının ise, boyacı olarak işe alınmış olup, son 3 ayda dolum alanının sokaklarının genel temizliği işinde, rampaların temizliği, hurdalıkların temizlenmesi işinde çalıştırıldığı, davacının nakliye hizmet alım işinin sona ermesi nedeniyle iş akdine son verildiği, davacı dahil alt işveren şirketin işçilerinin emir ve talimatları davalı AŞ.'nin dolum tesisinde görevli idari personelden aldıklarının tanıkların ifadelerinde belirtildiği görülmekle, davalı A.Ş.'nin işçi temini maksadıyla diğer davalı Ltd. Şti. ile hizmet alım sözlemesi yaptığı çok açık olup, davalılar arasındaki ilişkinin muvazaaya dayalı olduğunu kabulü gerektiği-
Dosyanın içeriğine, toplanan deliller ve tanık ifadelerine, davalı borçlu ve daha önceki kiracılarla otelin maliki arasında yapılan kira sözleşmelerine, 22.06.2010- 23.06.2010 tarihli haciz tutanağının 14. sayfasının 11. sırasındaki mahcuzdan sonraki mallar ile 05.07.2010 tarihli haciz tutanağının 4. sayfasının 4. sırasındaki malların; davalı alacaklı tarafından davalı borçluya satılıp teslim edilen, montajı yapılan, kullanılan mallar olup olmadığı, montajlanan bir kısım eşyaların olası kırılma bozulma nedeniyle yedek olarak muhafaza edilip edilmediği hususlarının belirlenmesi amacıyla; sözleşmeler, faturalar, tanık ifadeleri göz önünde bulundurularak, gerekirse otelde yeniden keşif yapılmak suretiyle inşaatçı ve mali müşavirden oluşan bilirkişilerden söz konusu mahcuzların davalı alacaklı tarafından davalı borçluya satılan mallar olup olmadığı hususunda rapor düzenlenmesinin istenmesi ve bundan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte tartışılıp değerlendirilerek davalı borçlu ile yapılan kira sözleşmesi sona ermeden haciz yapıldığı hususu da göz önünde bulundurularak ve hayatın olağan akışı da gözetilerek, söz konusu mahcuzların, davalı borçluya mı yoksa önceki kiracılardan kalan eşyalar ise davacı 3. kişiye mi ait olduğunun belirlenmesi gerekeceği-
Alacaklı-kiralayanın (vekilinin), borçlu-kiracının itirazının kendisine tebliğinden itibaren hak düşürücü süre olan altı ay içinde “itirazın kaldırılması”nı isteyebileceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.