Alacaklı-kiralayanın (vekilinin), borçlu-kiracının itirazının kendisine tebliğinden itibaren hak düşürücü süre olan altı ay içinde “itirazın kaldırılması”nı isteyebileceği-
Yerel mahkemece, "alışveriş merkezinde kuruluş aşamasındaki şartların değiştiği, sözleşme kuruluş aşamasında vaat edilen üst gelir grubuna yönelik alışveriş merkezi, moda merkezi yapıldığına ilişkin durumlarda değişiklik mevcut olduğu, davacı kiracı yönünden edimde dengesizlik yapıldığı, alışveriş merkezinin açılışındaki değerini kaybettiği, kiracının alışveriş merkezi müşteri portföyü alım değerlerinin düştüğü, taşınmaz yerin kullanım değerinin olumsuz anlamda değiştiği, değerin düştüğü" gerekçesiyle kira bedelinin uyarlanmasına ilişkin talebinin kabulüne karar verilmişse de; kira sözleşmesinde, davalı kiraya verenin, alışveriş merkezinde yer alacak markalara yönelik bir taahhüdünün bulunmadığı, alışveriş merkezinin durumunda değişiklikler olabileceğinin tacir olan davacı yönünden öngörülebilir bir durum olduğu, ayrıca tarafların daha sonra (2009 yılında) kira bedelini yeniden belirledikleri hususları birlikte değerlendirildiğinde, kira sözleşmesinde işlem temelinin çöktüğünden (TBK. mad. 138) bahsedilemeyeceği ve bu nedenle mahkemece uyarlamaya ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasında kararlaştırılmış olan devir bedelinin içerisinde hava parası da bulunmakla iade yükümlülüğünün olmadığı yolundaki davalı savunmasının incelenmesi konusunda mahkemece yapılacak iş ve işlemlerin gerektirdiği giderlerin, ispat yükü ters çevrilmek suretiyle davacıya yüklenmesinin isabetsiz olduğu, bir vakıadan lehine sonuçlar çıkaran tarafın o vakıayı ispatlamakla yükümlü olduğu, devir tarihi itibariyle davaya konu işletmede ne kadar demirbaş ve mal bulunduğu hususunda incelemenin öncelikle devir tarihi itibariyle yapılması gerektiğinden, mahkemece, ispat yükü dağılımı gözetilerek davalı tarafından karşılanacak bilirkişi ücreti kullanılarak yaptırılacak bilirkişi incelemesi suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna, varsayıma ve dosya kapsamına aykırı değerlendirmeler yapılarak karar verilmesinin isabetsiz olduğu- Davalı yanca dosyaya sunulan bonolarla ilgili olarak, davacı, bu bonoların davalılar dışında bir başkasıyla olan ilişki çerçevesinde düzenlendiğini ileri sürmekte olup, bonoların keşidecisinin davalı şirket yetkilileri dışında bir kişi olduğu görüldüğünden ve davacı vekili, ödenmeyen bonolarla ilgili olarak iptali davası açtıklarını ve bu davaya konu olan bonoların davalı şirket tarafından ibraz edilen bonolardan farklı olduğunu ileri sürdüğünden mahkemece, iptal davasına dair dosya içeriğiyle tarafların iddia ve savunmaları birlikte irdelenip değerlendirilmeden bu bono bedellerinin davacıya ödendiğinin kabul edilmesinin isabetsiz olduğu-
Temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi isteminde, aynı dönem ve alacak için iki ayrı takip yapıldığı, ilk takipte yapılan itiraz üzerine aynı alacak yönünden takibin durmuş olduğu, İ.İ.K.’ nun 269/3. Maddesi gereğince altı ay içerisinde takibe vaki itirazın kaldırılması istenmediğinden aynı alacak için yeniden takip yapılamayacağı-
Konut sigorta poliçesi gereği ödeme yapan davalı sigortanın ödediği bedeli icra takibi sonucu ödemek zorunda kaldığı bedelin davalıdan tahsili istemi- Dava konusu taşınmazın kiracısının halefi olarak sigortacısına karşı açtığı davada, dava dışı sigorta ettiren ile davacı arasındaki temel hukuki ilişkinin kira sözleşmesi olduğundan, uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği-
6570 sayılı Yasa’nın yalnız 2 ve 3. maddeleri iptal edilmiş olup diğer maddelerin hükümleri olduğu gibi yürürlükte olup, iptal edilmeyip yürürlükte kalan maddeleri uygulanırken, sınır aramak gerekecektir; ancak, yürürlükteki maddelerin dayandığı 2. ve 3. maddeler iptal edilmiş olduğundan bu konuda bir boşluk bulunduğundan; yasa koyucu henüz bu boşluğu doldurmadığına göre, sınırlama için kanuni bir hüküm bulamayan hakim, M.K. 'nun 1. maddesi uyarınca bu boşluğu dolduracak ve kendisi yasa koyucu olsaydı bu olay için nasıl bir kural koyacak idiyse, o kuralı bulacağı ve ona göre hüküm vereceği-
Kiralananın tahliyesi ve alacak istemli davada, davalı yararına hükmedilen vekalet ücretinin dava değerinin reddedilen miktarına göre belirlenmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.