Satılan mal muhammen bedelin üstünde bir bedelle satılmış olmakla beraber yapılan usulsüzlük (yolsuzluk) malın daha yüksek bedelle satılmasını önlemiş ise (yani ihalenin feshi sebebi olarak dayanılan yolsuzluk yapılmamış olsa idi mal daha yüksek bedelle satılabilecek idi ise) malın daha yüksek bir bedelle satılamamış olmasından zarar görmüş olan ilgilinin (örneğin borçlunun) ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olduğu-
Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkileri kullanması sırasında oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla anılan idarelere karşı hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerekeceği, bu durumda mahkemece, davanın HMK 114/1-b maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından HMK 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
İddianın ileri sürülüş şekline göre; öncelikle dava şartı üzerinde durulmasının gerekeceği, yapılacak araştırma sonunda çekişme konusu taşınmazın halen el birliği mülkiyetinde olduğunun anlaşılması durumunda, mirasçılardan birinin ya da birkaçının taşınmazın tamamının ya da payının kendi adına tescili için açtığı dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına da dava açılmadığından, davaya diğer mirasçıların katılması (olurlarının alınması) veya TMK.nun 640. maddesi uyarınca miras ortaklığına temsilci tayin edilmek suretiyle davaya devam edilmesi de mümkün bulunmadığından, davanın, dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Uyuşmazlık ve Hukuki NitelendirmeUyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile fark ücret, fark ikramiye ve fark ilave tediye alacaklarının bulunup bulunmadığı hususundadır...
İtirazın iptali davası açıldıktan sonra aynı hukuki sebebe dayanarak menfi tespit davası açılmasında hukuki yararı bulunmadığı-
Dava konusu taşınmazların tarla vasfı ile gelir getiren taşınmazlardan olduğu ve bu sebeple intifadan men koşulunun aranmayacağının kabul edilmesi gerekeceği-
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 588. maddesi uyarınca gaiplik, tapu iptali ve Hazine adına tescil istekleri-
İşçinin ücreti zaten Yüksek Hakem Kurulu kararıyla bağıtlanan toplu iş sözleşmesindeki ücret zammı uygulanarak belirlenmiş olduğundan, aynı dönem için Yüksek Hakem Kurulu kararıyla bağıtlanan toplu iş sözleşmesi ile çakışacak şekilde 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin ücret zammına ilişkin hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı-
Davanın tarımsal kredi sözleşmesindeki imzaya itiraz nedeniyle açılan menfi tespit istemine ilişkin olduğu, kredi sözleşmesindeki imzanın davacıların murisine ait olmadığı anlaşılmış ise de, davacıların murisinin asıl borçlu olduğu ......... İcra Müdürlüğü'nün ............. sayılı dosyasına verdiği 09.01/2003 tarihli beyanında "mevcut borç bana ait bahsi geçen ihtarnameye itirazda bulunmuyorum" demek suretiyle beyanda bulunduğunun tespit edildiği, bu beyan murisi bağlayıcı nitelikte olduğundan bu beyan üzerinde durularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
675 sayılı KHK. uyarınca kapatılan kurumlar aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce açılan davaların dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.