Davacının, salt hatalı ödemeye dayanarak istemde bulunan davalı kuruma karşı borçlu olmadığının tespitini istemesi halinde, "sebepsiz zenginleşme" ilkelerine göre uygulama yapılması, genel hükümler çerçevesinde adli yargıda dava açılıp görülmesi gerektiği-
Davada zamanaşımı durma süreleri belirlendikten sonra; davaya ve ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı def'ileri dikkate alınarak ve talep edilen dönemle sınırlı olacak ve zamanaşımının durduğu süreler de hesaplamaya dâhil edilecek şekilde bilirkişiden denetime elverişli ek rapor alınarak yeniden hesaplanması gerektiği- Kısa çalışma primi yönünden toplu iş sözleşmelerinde ayrı bir ödeme günü belirlenmiş olmadığından bu alacak kalemine dava ve ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği-
Davanın, üçüncü kişinin İİK'nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkin olduğu- Dosya kapsamındaki belgelere göre; aracın borçlu adına kayıtlı olduğu ve Uyap-Polnet üzerinden araç kaydına haciz konulduğunun görülmekte olduğu- İstihkak davalarında geçerli bir haczin bulunmasının dava şartı olup, hüküm kesinleşinceye kadar yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerekeceği- ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin kararı ile belirlenen teminatın gösterilmesi halinde geçerli olmak üzere takibin ertelenmesine karar verilmiş ise de; belirlenen teminat yatırılmadığından takibin durmadığının anlaşılmakta olduğu-Bu halde, satış isteme süresinin haciz tarihinden itibaren hesaplanacağı- İİK’nin. 106.-110. maddelerine göre ise, alacaklı haczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren 6 ay (şimdi 1 yıllık) içinde satılmasını isteyebileceği- Bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmezse o mal üzerindeki haczin kalkacağı- Buna göre araç üzerindeki haczin, dava tarihi olan itibariyle düştüğü göz önüne alınarak, istihkak davasının ön koşul yokluğundan reddi gerekeceği-
İİK.277 nci vd maddelerine göre açılan iptal davalarında takip borçlusundan hak iktisap eden 3. kişilerin davacının takip borçlusundan alacaklı olmadığına ilişkin savunmasının araştırılmasının gerektiği-Tasarrufun iptali davalarında alacaklıya alacağını tahsil olanağı sağlanırken bu alacaklının alacağının şeklen varlığının değil, gerçekliğinin amaçlandığının göz ardı edilmemesi gerektiği-Mahkemece alacağın gerçek olduğunun kabulü ile işin esasına girilerek, taraf delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Mahkemenin dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar vereceği- Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, karar tarihinde yürürlükte olmayan ve göreve ilişkin dava şartı öngörmeyen HUMK. göreve ilişkin mad. 7 ve 27 hükümlerine uygun olarak gerekçede ve hüküm fıkrasında "mahkememizin görevsizliğine" ibarelerine yer verilmesinin hatalı olduğu, ne var ki, karar sonucu itibariyle doğru olduğundan, HUMK. mad. 438/son uyarınca gerekçesi kısmen değiştirilerek ve hüküm fıkrasında yapılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK. mad. 438/7 uyarınca hüküm fıkrasının aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerektiği-
11. HD. 12.09.2022 T. E: 2021/3694, K: 5748
İtiraz Hakem Heyetinin, tahkime elverişli olmayan uyuşmazlıktan el çekeceği-
Uyuşmazlık ve Hukuki NitelendirmeUyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti, hüküm altına alınan alacakların hesap yöntemi, faiz başlangıç tarihleri ve ikramiye alacağına uygulanacak faiz türü hususundadır...
Davacı şirketin esas sözleşmesinde yer alan "YK başkanının GK tarafından 'üç yılda bir' seçileceğine dair düzenlemedeki "üç yılda bir" ibaresinin esas sözleşmede yer almaması gereken bir ibare olduğu- Davacı şirketin esas sözleşmesindeki "YK başkanının YK üyeleri arasından üç yıl süre ile anonim şirket GK tarafından seçilmesine" ilişkin düzenlemenin bir yıldan fazla süreler yönünden geçerliliğinden söz edilemeyeceği ve davalı ticaret sicil müdürlüğünün YK başkanı seçimini bir yıllık süre yönünden tescil etmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı- "TTK 340 kapsamında anonim şirketlere ilişkin bir hükmün aksinin düzenlenmesine izin verilip verilmediğinin tespitinde sadece hükmün lâfzına bakılamayacağı, YK'nun başkanını bir yıl süreyle seçebilme yetkisinin GK tarafından seçilecek başkanın görev süresine kıyas yoluyla uygulanmasının mümkün görülmediği, davacı şirket GK'nca esas sözleşmede öngörüldüğü üzere YK başkanını üç yıl süreyle seçme hak ve yetkisi olduğu, şirketin sıhhatli bir şekilde işleyişinin sağlanması açısından GK'un üç yıldan fazla olmamak üzere TTK 366/1, c: 1'de belirtilen bir yıllık süreden daha uzun bir süreyi başkanın görev süresi olarak belirlenmesinin maddenin hem lâfzı hem de özü gözetildiğinde emredici hükümler ilkesine aykırılık oluşturmayacağı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
TMK.m883/II uyarınca; ipoteğin süreli olarak kurulmuş olması halinde, alacaklının en geç ipotek süresi içinde ipotekli takip yapıp, tapu kaydına İİK.m.150/c şerhi koydurmak zorunda olduğu- Alacaklı tarafından takipteki zorunlu dava arkadaşlığı hususundaki eksikliğin yargılama sırasında giderildiği, öte yandan dayanak ipotek akit tablosunun 2011 tarihli olduğu, Türk Medeni Kanunu'nun 883. maddesindeki değişikliğin 01.01.2020 tarihinde yürürlüğe girdiği, bu tarihten önce süreli olarak tesis edilen ipoteklerin de, şayet süre sona ermiş ise 01.01.2020 tarihinden itibaren 30 günlük sürenin sonunda takibin başlatılması gerekeceğinin açık olduğu- Bu süre zarfında belirtilen şerhin konulmaması halinde ipoteğin, malikin talebi ile tapu müdürlüğünce terkin edileceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.