6831 sayılı Yasanın 2. maddesi uygulanırken, nitelik yitiren kesimlerin belirlenip, dışarı çıkarılması yolunda alınan kararlar, tutanak ve haritalar ile birlikte askıya çıkarılacağı, nitelik yitirmeyen ve dışarı çıkarılmasına gerek görülmeyen yerler için, bu yolda bir işlem ve ilanın esasen söz konusu olmayacağı, 3402 sayılı Kadastro Yasasının 45. maddesinin üç fıkrası Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş, yalnız ( tevzi yolu ile oluşan tapulara değer verilmesini içeren ) fıkrası yürürlükte bırakılmış ise de, bu olgu ancak orman rejimi dışına çıkarılan kesimlerde söz konusu olup, dışarı çıkarılmayan yerlerde uygulama olanağının bulunmayacağı-
1 Mayıs günü, “resmi tatil” olarak kabul edilmiş olduğundan, bugün yapılan ihalenin icra mahkemesince feshine karar verilmesi gerekeceği-
Mal bedeline ilişkin faturalara dayalı icra takibine yapılan itirazın iptali davasının niteliği itibariyle bir miktar para alacağına ilişkin olduğu ve bu durumda, TBK. mad. 89/1 ve HMK. mad. 10 uyarınca, alacaklı davacı şirketin muamele merkezinin bulunduğu yer icra dairesi ve mahkemesinin yetkili olduğu- Dava konusu icra takibi ne davacı şirketin muamele merkezinde ne de genel yetki kuralı çerçevesinde davalının ikametgahı olan yerde başlatılmadığından, davalının icra dairesine yönelik yetki itirazı kabul edilerek takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığından dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece kesin süre içerisinde gider avansının yatırılmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verildiğine göre davada kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 7/2. maddesi gereğince -davanın görüldüğü mahkemeye göre tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı- vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği-
Dava, anonim şirket genel kurul kararının iptali istemine ilişkin olup..
haczin yapıldığı adresin üçüncü şahsın adresi olduğunun ticaret sicil kayıtlarından anlaşıldığı, haciz sırasında borçluya ait bir evrakın bulunmadığı, üçüncü kişi şirketin yetkilisi ile borçlunun karı koca olduğu, üçüncü kişi şirketin tek ortağı olduğu, borçlunun yetkili ya da ortaklık üzerinden üçüncü kişi şirketle bir bağlantısının bulunmadığı, üçüncü kişi şirketin kuruluş tarihinin 2004 olduğu, faaliyet alanı, kuruluş tarihi, haczedilen mahcuzların niteliği ve ödeme emrinin de haciz mahallinden başka bir adreste tebliğ edildiğini gösterir kayıtlar birlikte değerlendirildiğinde, artık İİK'nın 97 nci madde de ifadesini bulan mülkiyet karinesinin davacı yararına olduğu, alacaklının dayandığı olguların şimdilik üçüncü kişi yararına olan bu karineyi hükümden düşürecek nitelikle bulunmadığı-
2. HD. 05.12.2024 T. E: 2637, K: 9611
Davalının ancak sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunması halinde 3. kişilerin zararlarından sorumlu tutulabileceği göz önünde bulundurularak, konusunda uzman bilirkişiden kusur raporu alınması ve oluşacak sonuca göre davalının zarardan sorumluluğu olup olmadığına dair karar verilmesi gerektiği-
Dava, taraflar arasındaki sözleşmede yer alan dönüşüm bedelinin tespiti suretiyle muarazanın meni istemine ilişkindir...
Davalıların tasarruf tarihinde bankadan çektikleri ve bankaya yatırdıkları paralara ilişkin olarak dosyaya sunulan dekontların da dikkate alınması ile (aynı banka şubesinde aynı saat ve dakika içinde yapılan işlemde saniye farklarının makul görülmesi ile), dava konusu taşınmazların tasarruf tarihindeki rayiç değeri ile tapuda gösterilen değeri arasında İİK.'nin 278/2. maddesi gereğince mislini aşan fark bulunmamasına ve davacı tarafından İİK.'nin 280/1. maddesi kapsamında davalı üçüncü kişi şirketin diğer davalı borçlunun mal kaçırma ve alacaklısına zarar verme kastını bildiği ya da bilmesi gereken kişilerden olduğunu ispatlayamamasına göre usul ve kanuna uygun olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.