Tacir olan taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesine dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada, uyuşmazlığın temelini oluşturan sözleşme salt kira ilişkisine dayalı olmayıp, başkaca hizmetleri de içermekte olduğundan, ticaret mahkemesinin görevli olduğu-
Davacının ceza dosyasına dayanmış olması ve delillerinin ceza dosyasında bulunduğu dikkate alınarak; kredi sözleşmesi, ödeme belgeleri, hesap ekstreleri ve dava konusu krediye ait tüm belgelerin aslı veya onaylı örnekleri getirtilerek delillerin toplanması, gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yapılarak ödenmeyen kredi borcu taksitlerinin tahsili için başlattığı takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada karar verilmesi gerektiği-
İtirazın İptali - Alacak-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
İtirazın iptali davası-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; peşin ödemeli ortaklığa esas alınan 30.06.2000 tarihli genel kurul kararının iptali istemiyle Konya 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/158 E. sayılı dosyasında açılan hukuk davası ile kooperatif yönetim kurulu üyeleri ve yüklenici hakkında nitelikli zimmet, nitelikli dolandırıcılık, resmî belgede sahtecilik ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na muhalefet suçlarından Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/217 E. sayılı dosyasında açılan ve görülmekte olan ceza davası, eldeki davayı etkileyecek nitelikte olup olmadığı ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 165. maddesine göre bekletici sorun yapılmasının gerekli olup olmadığı-
İtirazın iptali davası ve bu davada davacının kurum zararına yol açtığı kısmen de olsa kanıtlanamadığından, davalı kurumun olayların açıklanan seyri içinde salt davacıya zarar vermek amacıyla haciz işlemlerini uygulamış olduğu söylenemeyeceğinden, yapılan hacizler haksız olmadığından, mahkemece açıklanan olgular gözetilerek istemin tümden reddi gerekirken, kısmen kabulü doğru görülmediğinden, bu yönün bozmayı gerektirdiği-
Davalı kendisine teslim edildiğini belirttiği cam yıkama makinesinin ayıplı olduğunu davacıya bildirdiğini ve yarısını iade ettiğini savunmuş ise de davacı bu yöndeki savunmayı kabul etmemiştir. Taraflar tacir olup TTK.’ nun 25/3. maddesinde öngörülen süreler içinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Dairemizin istikrarlı uygulamasına göre ayıp ihbarının TTK’ nun 20/3. maddesinde hükme bağlanan usullerle yapılması gerekir. Başka bir anlatımla ayıp ihbarının yasada belirlenen sürelerde yapıldığına ilişkin savunma tanıkla kanıtlanamaz. Mahkemece bu yönler gözetilmeden eksik inceleme ve yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
12. HD. 02.05.2013 T. E: 8706, K: 16846-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.