Dava hukuki nitelikçe İİK.’ nun 67. maddesine dayanan itirazın iptali ile alacağın tahsili işlemine ilişkindir. Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma ilamı yanlış değerlendirilerek bozma ilamının gereği yapılmamıştır. Zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortacının tazminatının hesabında hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan asgari ücretin esas alınması zorunludur. Öte yandan, asgari ücret kamu düzenine ilişkin olduğundan, hâkim bu hususu re’sen nazara almakla yükümlüdür. Oysa mahkemece, kesinleşen dosyada esas alınan hesap raporundaki miktardan hüküm tarihine en yakın tarihteki tahsisler indirilmek suretiyle hüküm kurulmuştur. Yapılacak iş, hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan asgari ücretteki artış miktarı nazara alınarak yeniden davacının tazminatını belirlemek ve belirlenen bu zarardan 4447 sayılı yasanın ek 38. maddesi gereğince hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan verilere göre hesaplanan peşin sermaye değeri(ve sosyal yardım zammı) indirilmek ve kesinleşen dosyadaki hesap raporunda belirlenen ve ek dava konusu yapılan miktarı geçmemek üzere karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önüne alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Davacı, kira sözleşmesini ‘’kiralayan’’ sıfatı ile imzaladığına göre, sözleşmeden doğan bütün haklara(kiralananın hor kullanılması nedeniyle doğan zararın tazminini isteme hakkına da) sahiptir. Davalının, sözleşmeden kaynaklanan kira borcundan kurtulabilmesi için ise, kiralanana ait anahtarın kiralayana teslim edildiğinin ispatının gerekeceği-
İdari yargı yerinde "itirazın iptali" biçiminde bir dava yolu düzenlenmediğinden, adli yargı yerinde yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilemeyeceği, bu durumda, istem İdari Yargı yerinde dava konusu edilip oradan bu konuda bir karar alınmadan icra takibi yapılmasına ve icra takibine itiraz üzerine adli yargı yerinden itirazın iptalinin istenmesine yasal olanak bulunmadığından, davacının isteminin dinlenilebilir nitelikte olmadığı-
Dava ve takip konusu alacak faturaya dayalı olup likit (bilinebilir,belirlebilir) olduğundan İİK'nın 67/2 maddesi gereğince davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde bu istemin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Alacaklının tek taraflı olarak düzenlediği sözleşmeye dayalı faturanın tek başına alacağın varlığı için "yaklaşık ispat"ı oluşturmadığından ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı-
Mahkemece yapılan yargılama sonunda taraflar arasında ki ticari ilişki nedeni ile davacının faturaya dayalı olarak davalı hakkında takibe geçtiğini, davalının ödeme savunmasında bulunduğu ancak defterini ibraz etmediği “davacının ticari ilişki nedeni ile davalıdan alacaklı olduğu” gerekçesi ile “davanın kısmen kabulüne” karar vermesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesinin 818 sayılı Yasa hükümlerine tabi olduğu, davalının kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan kredinin ödenmemesi nedeniyle sorumlu olduğu gerekçesiyle davalının itirazının ..TL asıl alacak, ..TL işlemiş faiz, .. TL BSMV ve .. TL masraf olmak üzere toplam .. TL üzerinden iptali yönünde verilen kararın isabetli olduğu- 
Türk Diş Hekimleri Birliği Kanunu uyarınca çıkarılmış olan yönetmeliği uygun olarak verilmiş olan kesinleşmiş disiplin cezasının adı geçen yönetmeliğin 39. maddesi uyarınca «bu tür para cezalarının İİK. hükümlerine göre tahsil olunacağı» öngörülmüş olduğundan bu para cezasının tahsili amacıyla yapılan takibe yönelik olarak açılmış olan itirazın iptali davasının kabulüne karar verilmesi gerekeceği–
Takip talebinde bulunmayan borçlunun sonradan takibe eklenmek suretiyle taraf değişikliği yapılmasının mümkün olmadığı- İcra takibinde borçlu olarak gösterilen adi ortaklığın tüzel kişiliğinin ve taraf ehliyetinin bulunmaması sebebiyle itirazın iptali davasının görülebilmesinin koşulu olan geçerli bir icra takibinin varlığından söz edilemeyeceği, ayrıca itirazın iptali davasından sonra açılan menfi tespit davasında da hukuki yarar bulunmadığı-
Erken tahliye nedeniyle tazminat, cezai şart ve ortak giderlerin tahsili amacı ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkin davada; davalı vekilinin icra inkar tazminatına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Davacı alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde mahkemece 110.900.- TL cezai şartın bedeli üzerinden itirazın iptaline karar verildiği; cezai şart alacağı likit bir alacak olmadığına göre icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği; mahkemece icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.