Aidat alacağı nedeniyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada, eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde hüküm tesisinin yerinde olmadığı-
Dava dışı asıl borçluya kredi sözleşmesi kapsamında dava dışı kefilin yapmış olduğu ödeme dışında tekrar kredi kullandırıldığının ispatlanamaması ve dava dışı kefilin yapmış olduğu ödeme ile davalı kefillerin de sorumluluklarının sona ermesi ve davalıların imzalarının bulunmadığı sözleşmelerden sorumluluklarının olmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olup dava değeri üzerinden hesaplanacak nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 49. maddesi kapsamında zarar oluşması için yeni personel alımı nedeniyle tavan miktarı aşan ödeme yapılması gerektiği, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 49. maddesi kapsamında davalı tarafından ödenecek bir zarar oluşmadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
İtirazın iptali davası-
Davada icra takibine vaki itirazın iptali talep edilmiş olup, davacılar takip taleplerinde kira tazminatı istemlerini takip tarihi ile sınırlandırdıkları halde, mahkemece dava tarihi olan 14.12.2012 tarihine kadar hesaplama yapan bilirkişi raporuna itibar edilerek talebi aşar şekilde hüküm kurulmasının HMK.nın 26. (HUMK. 74) maddesine aykırı olduğu-
Dava ve takibin dayandığı kambiyo senedi zamanaşımına uğramıştır. Bu durumda senet hamili kambiyo hukukundan kaynaklanan hakları kullanamaz. Senet hamili kendisine ciro yapan cirantaya karşı temel ilişkiden kaynaklanan alacağını ileri sürebileceği gibi, senet lehtarı cirantanın senetten kaynaklanan alacağını hamile temlik etmesi halinde, hamil keşideciye başvurabilir. Davacı hamile, ciranta senetten doğan alacağını temlik etmediğine, davalı hamil ile davalı keşideci arasında temel ilişki bulunmadığına göre, hamil senetten kaynaklanan alacağı nedeni ile temel ilişkiye dayanarak keşideci olan davalıya müracaat edemez-
Borçluya ödeme emri gönderilmeden ve borçlunun itirazı bulunmadan açılan “itirazın iptali” davasına “alacak davası” olarak bakılması gerekeceği-
İtirazın iptali davası-
Davalılardan biri tarafından verilen temyiz dilekçesinin ekindeki 21.11.2011 tarihli protokolle borcun yapılandırıldığının ve ödendiğinin iddia edildiği, davacı tarafın da temyiz dilekçesinde doğruladığı ve borcu sona erdiren nitelikteki söz konusu protokol değerlendirildikten sonra bir karar vermek üzere hükmün bozulması gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.