Davacının mazeretsiz olarak duruşmaya gelmediği ve davayı takipsiz bıraktığı gerekçesiyle 07/07/2015 tarihinde dosyanın işlemden kaldırıldığı, davacı vekilinin üç aylık süre içerisinde 14/09/2015 tarihinde davanın yenilenmesi talebinde bulunduğu görülmekle davacı kurumun harçtan muaf olduğu da gözetilerek HMK 150. maddesi hükümleri gereğince işlem yapılması gerektiği-
Takip dayanağı ilâmın bozulması halinde fazla ödediği (ya da haksız olarak ödediği) parayı geri alabilmek için, borçlunun alacaklı hakkında bağımsız bir icra takibi veya dava açamayacağı (bunda hukuki yararı bulunamayacağı)–
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Tüzel kişiliği bulunmayan Okul Aile Birliğinin dava açma hakkı bulunmadığından, açılan davanın M. E. B. adına açıldığının kabulü gerekeceği ve M. E. B.'e davanın yöneltilerek dava dilekçesinin tebliğ edilmesi, taraf teşkilinin sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerektiği-
Davacı–alacaklının, davalı–borçlu hakkında açtığı “itirazın iptali davası”nın, iptal davasına konu olan tasarrufun yapıldığı tarihten sonra kesinleşmesinin, “davacının alacağının tasarruftan sonra doğduğu” sonucunu doğurmayacağı–
İtirazın iptali-
Kasko sigortasının, bir meblağ sigortası olmayıp, gerçek zararı karşılamaya yönelik bir sigorta türü olduğu dikkate alındığında, tazminatının da önceden belirlenebilirlik vasfı ve dolayısıyla “likit” alacak niteliği taşımadığından, davacı tarafın icra-inkar tazminatı talebinin reddi gerekeceği-
Davacının takip talebinde, takip tarihine kadar işlemiş faiz talebi bulunmadığı halde mahkemece bilirkişi raporuyla tesbit edilen işlemiş faizin de anaparaya eklenmek suretiyle talep aşılarak hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Mahkemece, hükmün gerekçesinde SGK ve davacı-davalı şirket yönünden karşılıklı alacaklar ispatlanamadığı için her iki dava yönünden de davanın reddine karar verildiği belirtildiği halde, hükmün sonuç kısmında asıl dava yönünden davacı, birleşen dosya davalısı limited şirketin açmış olduğu davanın reddine karar verildiği, ancak asıl davada; davacı şirket alacak talebinin yanında borçlu olmadığının tespitine de karar verilmesini talep etmiş olup, mahkeme gerekçesinde karşılıklı alacakların ispatlanamadığı belirtildiğine göre hüküm fıkrasında menfi tespit talebinin kabulü gerekirken reddine karar verilmesinin hüküm ile gerekçe arasında çelişki yarattığı, bu itibarla hükmün, Yargıtay denetimine, usul ve yasaya uygun olmadığından, bozulmasına karar verildiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.