Davacı tarafça, dava harcı da yatırılmak suretiyle 18.05.2009 tarihinde davanın açıldığının kabulü gerekli olup Özel Daire kararında dava tarihi olarak kabul edilen 03.06.2009 tarihi ise, dava dilekçesinin kendisine gönderildiği İzmir İcra Mahkemelerince kayda alındığı ve tevzi edildiği tarih olup, dava tarihi olarak kabul edilemeyeceği-
İtirazın iptali davalarının icra takibine sıkı sıkıya bağlı dava türlerinden olduğu-
Sözleşmenin taraflarca "araç kiralama sözleşmesi" başlığı altında düzenlenmesi sözleşmenin niteliği açısından bağlayıcı olmadığı- Sözleşmenin niteliğinin belirlenmesi için öncelikle davacıya ait kullanımı özel teknik bilgi ve belge gerektiren iş makinesinin kiraya veren tarafından istihdam edilen operatör tahsis edilerek davalıya teslim edilip edilmediğinin taraflardan sorularak saptanması, İnsan unsurunun kira sözleşmesinin konusu olamayacağının gözetilmesi, sonrasında ise sözleşme hükümleri değerlendirilerek sahada kullanılan iş makinesinin davalının kullanımına terk edilip edilmediğinin buna göre sözleşmenin kira sözleşmesi veya hizmet sözleşmesi olup olmadığının yorumlanması gerektiği- Uygulamada “sürücülü kiralama” diye ifade edilen ilişkilerde örneğin “vinç hizmeti, kepçe hizmeti, taşıma hizmeti” verildiğinin kabul edildiği; bu nedenle mahkemece, değinilen yönler araştırılıp değerlendirilmeden uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığından bahisle görevsizlik kararı verilmesinin doğru olmadığı-
Birleşen itirazın iptali davalarının-
Taraflar arasındaki hisse devir vaadi sözleşmesi yazılı yapılmışsa da imzalar noterce onaylanmadığından sözleşmenin geçersiz olduğu- Davacının edimini yerine getirerek hisselerini devrettiği, sözleşmede alıcının temerrüdü sebebiyle dönme hakkının açıkça saklı tutulmadığı, bu durumda davacının hisse devir bedelini talep edebileceği gözetilerek ve tarafların devir bedelinin ödenip ödenmediğine ilişkin iddia ve savunmaları da değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Dava, itirazın iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesinc davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olduğu; kararın taraflara tebliği üzerine, davacı ve davalı tarafından istinaf talebinde bulunduğu, bölge adliye mahkemesince yapılan istinaf incelemesinde davalı vekilinin istinaf talebi incelerek, istinaf itirazlarının esastan reddine karar verildiği fakat davacı vekilinin istinaf itirazları hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmediği- Tarafların istinaf talepleri birlikte incelenerek değerlendirilip karar verilmesi gerekirken yalnız davalı tarafın istinaf talebinin incelenerek karar verilmesinin usule aykırı olduğu-
İtirazın iptali ve kiralananın tahliyesi istemi-
İcra takibinden sonra davadan önce, davalıların ödemede bulunduklarında taraflar arasında çekişme yoktur. Bu durumda mahkemece bu ödemeler gözetilerek, davacının dava tarihi itibarı ile talep edebileceği alacak miktarı bulunmalı ve icra inkâr tazminatına da davacının dava tarihi itibarı ile talep edebileceği alacak tutarı üzerinden hükmolunması gerekeceği-
Mahkeme kararına esas alınan bilirkişi raporu kendi içinde çelişik olup, bu durum karşısında mahkemece yapılacak iş davalı ve davacı arasındaki sözleşme hükümleri irdelenerek konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi kurulundan yeni bir rapor alınarak varılacak sonuca göre karar gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.