Davacı; eşinin malik olduğu aile konutu olarak kullanılan taşınmaz üzerine dava dışı üçüncü şahsın borcuna karşılık olmak üzere davalı Banka lehine ipotek tesis edildiğini, bu işleme rızası olmadığını ileri sürerek ipoteğin kaldırılmasını istemiş, mahkemece istek reddedilmiş olup; ipotek tesis edilen taşınmaz cebri icra ile satılmıştır; davacının açtığı ihalenin feshi davası da reddedilmiş olduğundan konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı-
TMK.nun 229/1. fıkranın 1 ve 2. bentlerinde belirtilen mal varlığı değerlerinin mal rejiminin sona ermesi anında mevcut bulunmadığı, çünkü malların elden çıkarılmış mallar olduğu, fakat artık değerin bulunmasında teorik olarak ya da kağıt üzerinde hesaba katılacakları, ekleme sonrası oluşan artık değerden hesap yoluyla elde edilen katılma alacağını bir eş diğer eşten elde edebilirse eklenecek değer olarak ifade edilen bu tür işlemlerin geçerliliğini koruyacakları-
Davalı Banka iyiniyetli olduğunu savunduğuna göre; kanunun iyiniyete sonuç bağladığı durumlarda (TMK.md.3) asıl olanın iyiniyetin varlığı olduğu, bu durumda tapu kütüğünde aile konutu şerhi bulunmadığı dikkate alındığında, davalı bankanın kötüniyetli olduğunun kanıtlanma yükünün davacıya düşeceği-
Şikayet konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin zorunlu ipotek olmadığı, ipotek alacaklısı bankanın yazısına göre borç ve ipoteğin devam ettiği, her dava açıldığı tarihteki koşullara ve hukuki duruma göre karara bağlanacağından şikayet tarihinden sonra verilen ipoteğin kaldırılması kararının sonuca etkili olmadığı, aile konutu şerhinin bulunmasının hacze engel teşkil etmeyeceği-
İpotek tesisine ilişkin işlemden önce, taşınmazın tapu kütüğünde "aile konutu" olduğuna ilişkin bir şerh yok ise ipoteğe ilişkin kazanımın iyi niyetli ise korunacağı-
İpotek tarihinde tapu kütüğünde taşınmazın "aile konutu" olduğuna dair bir şerh bulunmadığına göre, lehine ipotek tesis edilen davalılardan B.'ın kazanımı iyiniyetli olması halinde korunması gerekeceği- İyiniyetin varlığı asıl olduğuna göre, lehine ipotek tesis edilen B.'ınkötüniyetli olduğunu kanıtlama yükümlülüğünün bunu iddia eden davacıda olacağı-
İpoteğe rızası gereken eşin talebi üzerine, satış işlemlerinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
Uyuşmazlık; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan eldeki davada, davanın açıldığı tarih itibari ile davacının dava açmakta haklı olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre yargılama giderlerinin hangi taraftan alınması gerektiği noktasında toplanmaktadır..
Davalının ihtarın tebliği tarihi ve ihtarda tanınan 30 günlük sürede gözetilerek dava tarihine kadar belirlenecek ecrimisilden sorumlu tutulması gerekeceği-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda; davacı vekilinin duruşmada alınan beyanının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 176 ve devamı maddelerinde yazılı ıslah koşullarını taşıyıp taşımadığı hakkında - buradan varılacak sonuca göre, TMK’nın 199. maddesi uyarınca davalının tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına karar verilip verilemeyeceği -

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.