Alacaklının açılan ihalenin feshi davasını kabul etmesinin ancak kamu düzeniyle ilgili bir durumun sözkonusu olmaması halinde sonuç doğuracağı ve ihalenin feshine karar verilmesini gerektireceği–
Kiralananın tahliye edildiğinin kabul edilebilmesi için kiralananın fiilen boşaltılması yeterli olmayıp anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerektiği-
Tebligatın, tebliğ yapılacak kişinin bilinen en son adresinde yapılacağı–
Şikayetçi taşınmazın hissedarı olup, takip dosyasında, şikayetçiye satış ilanının tebliğine ilişkin tebliğ evrakının bulunmadığı, bu durumda mahkemece, satış kararı tarihi itibariyle şikayetçinin tapuda kayıtlı adresi olup olmadığının, tapuda kayıtlı adresinin bulunmaması halinde, adres kayıt sistemindeki adresi tebligat adresi olarak kabul edileceğinden, mernis adresinin bulunup bulunmadığının araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesinin gerekeceği-
İİK'nun 149. madde hükmüne göre, icra takibinin asıl kredi borçlusu (lehine ipotek verilen) aleyhine açılmasının asıl olduğu, ancak takip sonunda üçüncü kişinin taşınmazının paraya çevrilmesi söz konusu olduğundan, o kişi hakkında da takip yapılması gerekeceği, şu hale göre ipotek veren üçüncü kişi ile asıl borçlu arasında zorunlu takip arkadaşlığı olduğu, bu hususun mahkemece re'sen göz önünde bulundurulması gerekeceği-İpotek veren üçüncü kişiye kıymet takdirine ilişkin rapor ile satış ilanı tebliğ edilmesi usulsüz olan icra takibini usulüne uygun hale getirmeyeceği, bu durumda, ipotekli taşınmaz maliki olan şikayetçi hakkında yapılmış bir takip bulunmadığına göre takibe devam edilmesi ve hakkında takip olmayan üçüncü kişiye ait taşınmazın satışı mümkün olmadığından, yapılan ihalenin yok hükmünde olduğu, bu konudaki başvuru İİK'nun 134/7. maddesi gereğince ihale tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü sürede ileri sürülmesi kaydıyla süresiz şikayete tabi olduğu-
İpotek akit tablosunda belirtilen adrese çıkarılan tebligatın tebliğ edilmeden geri dönmesi halinde, Tebligat Kanununun 35. maddesine göre işlem yapılması gerekeceği—
İhale de bir icra işlemi olup, İİK’nun 40. maddesi uyarınca icra işlemleri bozma ilamının verildiği 04.07.2011 tarihinde olduğu yerde duracağından, bu tarihten sonra 01.08.2011 tarihinde yapılan ihalenin feshinin gerekeceği-
İhalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde mahkemenin davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum edeceği, Yasa'nın bu hükmü emredici nitelikte olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan mahkemece re’sen uygulanması gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.