Haciz tarihi itibari ile yürürlükte bulunan İİK'nun 106. maddesine göre taşınırlarda satış isteme süresi altı ay olup, kıymet takdirine itiraz ile 3. kişinin açtığı istihkak davası satış isteme süresini durdurmayacağından, haciz tarihi ile alacaklı tarafından satış talep tarihi olan 11.04.2014 tarihi arasında yasal altı aylık sürenin geçtiği bu itibarla İİK'nun 110. maddesi gereği haciz kalkmış olduğundan yapılan iş bu ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
Şikayet dilekçesi kapsamına göre, şikayetçi borçlunun vekiline yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğu açıkça ileri sürülmediği halde, ilk derece mahkemesince, borçlunun dilekçesinde dayandığı vakıaların dışına çıkılıp re'sen dikkate alınacak hususlar kapsamında da olmayan tebligat usulsüzlüğü nedenine dayalı olarak ihalenin feshine karar verilmesinin, bölge adliye mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddinin doğru olmadığı-
İhaleye ilişkin şartnamenin düzenlenip, ilan edildiği tarihte halen eski yasa hükümleri yürürlükte olduğundan, ihale bedeline ilişkin koşulların eski yasa kapsamında % 60 ve % 40 oranları üzerinden ilan edilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığını, ancak ihalenin, o tarihte yürürlükte bulunan yasa hükümleri (6352 s. Kanun değişikliği öncesi İİK. mad 129) doğrultusunda ilk ihale gününde % 60 oranı üzerinden yapılacağı kabul edilip, ilanda da bu şekilde belirtilmesine rağmen, birinci ihale gününde % 50 oranı üzerinden satışın başlatılıp, taşınmazın % 60 oranının altında bir bedel ile ihale edilmesi usulsüz olduğunu ve mahkemece ihalenin bu nedenle feshedilmesi gerekeceği-
05.11.2014 tarihli satış ilanı ile aynı tarihli şartnamede elektronik ortamda teklif vermeye ilişkin hususların gösterildiği ve satış ilanının elektronik ortamda yapıldığına dair uyap çıktılarının icra dosyası kapsamında bulunduğu, şikayete konu taşınmaza ilişkin olarak, elektronik ortamda teklif verilmediği görülmekte olup, bu durumda, ihale tutanağının başında elektronik ortamda teklif verilmediğinin yazılmaması ihalenin feshi nedeni olmadığı,mahkemece, ihalenin belirtilen nedenle feshine karar verilmesi doğru olmadığından, borçlu tarafından ileri sürülen diğer ihalenin feshi sebeplerinin esası incelenmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
İcra mahkemesinin “karar düzeltme” dilekçesini red yetkisinin bulunmadığı (bu yetkinin Yargıtay’a ait olduğu)–
Mahkemece, kıymet takdirine itirazı içeren dilekçeye bakiye gider avansına ilişkin not yazılmaması ve tensip tutanağında verilen 7 günlük sürenin de şikayet tarihinden başlatılmış olması durumunda, borçlulara bakiye gider avansı yatırılmasına ilişkin usulüne uygun bir süre verilmesi gerektiği- Borçluların bakiye gider avansını yatırması durumunda; mahkemece, fesih nedeni olarak ileri sürülen kıymet takdirine ilişkin itirazların konusunda uzman bilirkişi marifeti ile keşif yapılmak suretiyle incelenerek, taşınmazın tespit edilecek değerinin, ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalenin feshine karar verilmesi, muhammen bedelin altında olması halinde ise zarar unsuru oluşmayacağından ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu şirkete gönderilen satış ilanı, sekreter olduğunu beyan eden kişi imzasına tebliğ edilmiştir; ancak, tebliğ tarihi itibariyle borçlu şirketin yetkili temsilcisinin A. C. olduğu, sekreter olduğunu beyan eden kişinin ise şirketi temsil ve ilzama yetkili olmadığı, dosyada bulunan imza sirkülerinden anlaşıldığından ve diğer yandan şirket adına tebligat yapılan kişinin şirketin memur veya müstahdemi olduğu kabul edilse dahi, bu kez, selahiyetli mümessilin iş yerinde bulunmadığı veya evrakı alamayacak durumda olduğu hususu, tebliğ memurunca araştırılıp tebliğ mazbatasına şerh edilmediğinden yapılan tebligatın yine usulsüz olacağı-
İhalenin feshini şikayet yolu ile isteyen ilgilinin «yapılan usulsüzlük nedeniyle kendi menfaatlerinin ihlal edilmiş olduğunu» ispat etmedikçe, ihalenin feshine karar verilemeyeceği-
Ecrimisil dava tarihinden önceki dönem için istenildiğinden, davanın kabulü halinde davacı lehine karar verileceğinden ve davalı da davayı takip etmediğinden ecrimisil isteği bakımından davanın açılmamış sayılacağı-
İhalenin feshi isteminde davayı kabulün hukuki sonuç doğurabilmesi için tüm ilgillilerin davayı kabul etmiş olması gerekeceği, aksi taktirde ihalenin feshine karar verilemeyeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.