Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesinin, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturduğu ve bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerektiği-
Tapu iptal tescil istemli davaların kural olarak son kayıt malikine karşı açılmasının zorunlu olduğu; aksi bir durumun kayıt malikinin taraf olmadığı bir davada kendisinin taşınmaz mülkiyetini yitirmesi sonucunu doğurur ki bunun da hem Anayasanın 35. maddesine hem de TMK’nun 683. ve devamı maddelerinde düzenlenen mülkiyet hakkına aykırı düşeceği-
Mükellefin merkezden bağımsız olarak hakkediş ödemeleri karşılığında işlemlerini yürüttüğü işyerinde kargo faaliyeti dışında başkaca bir faaliyette bulunmadığı ayrı bir muhasebesinin olduğu aldığı hakkedişler ile faaliyetine devam ettiği ayrıca söz konusu işçilerin merkezden bağımsız olarak mevcut işyerinde sigortalı olarak çalıştığı işe giriş bildirgesinden göründüğünden, söz konusu mükellefin şirket unvanı ile Ticaret Sanayi odasına Şahıs kaydı yaptırdığı söz konusu mükellef nezdinde herhangi bir şirketin şubesi olarak kayıt bulunmadığından davalı şirketin şubesi olarak tesciline ilişkin davanın reddi gerektiği-
Dava konusu taşınmazın çevresinde ortamalı niteliğindeki mera parselinin bulunduğu, esasen uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın niteliğinin belirlenmesiyle ilgili olup yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının komşu köyler halkı arasından seçilerek dinlenilmesinin, hava fotoğraflarından yararlanılmasının, komşu parsellere ait kadastro tutanaklarının onaylı ve okunaklı suretleri ile varsa tutanak ve dayanak tapu ve vergi kayıtlarının getirtilerek mahallinde uygulanmasının gerekeceği-
İ.lı işlemin ispatında genel hükümlerin uygulanması gerektiği, inançlı işlem nedeniyle iade, tazminat veya sözleşmenin feshini isteyen tarafın iddiasını ispat etmek zorunda olduğu- İ. ilişkisinin kural olarak ancak, yazılı delille kanıtlanabileceği- Davacı tarafın inançlı işlem iddiasına dayanak bir yazılı belge sunamadığı gibi evlilik içinde olsa dahi yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge de olmadığına ve bu durumda tanık deliline dayanılamayacağı, tanıkla ispat mümkün olamayacağı, davacı vekili yemin vermeyeceklerini, yemin teklifinde bulunmayacaklarını imzalı beyanı ile bildirdiğine göre mahkemece davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARI FOKAS/TÜRKİYE DAVASI
Mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için karar tarihine yakın yeni bir geçit bedeli değer tespiti yapılması gerekeceği-
Tapu maliki davacılar ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin ve ecrimisilin tahsili uyuşmazlığı-
Dava konusu gayrimenkule ait tapu senedinin iptaline karar verildiği ve taşınmazın Maliye Hazinesi adına hükmen tescil edildiği, dava konusu taşınmazın Hazine adına tescili sırasında herhangi bir idari işlem gerçekleştirilmediği ve kamulaştırmasız el atma şartlarının bulunmadığı-
Taraflar arasındaki katılma alacağı isteği bakımından davanın çözüm yerinin aile mahkemeleri olduğu, aile mahkemesi olmayan yerlerde ise, asliye hukuk mahkemelerinde davanın "aile mahkemesi" sıfatı ile görülüp karar bağlanması gerekeceği- Davacının diğer isteği ise TBK’nun 19. maddesine dayalı şahsi hakka ilişkin muvazaa nedeniyle iptal istemine ilişkin olduğundan bu istek bakımından uyuşmazlığın çözüm yerinin HMK’nun 1 ve devamı maddeleri uyarınca belirlenecek genel mahkemeler olduğu, görevin kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında kendiliğinden göz önünde bulundurulacağı, mahkemece her iki davanın birlikte asliye hukuk mahkemesinde görülerek karara bağlanmasının doğru olmadığı- Aile mahkemesince, katkı payı alacağına hükmedilmesi durumunda hükmedilen katkı payı alacağı ile boşanma davasının kesinleşip kesinleşmediği, tenfiz edilip edilmediği de belirlenerek anılan dava sonucu hükmedilen alacaklar gözönüne alınarak, tasarrufların TBK’nun 19 maddesi gereğince iptale tabi olmadığının değerlendirilmesi, iptale tabi olması halinde davacı yararına hükmedilecek katkı payı alacağı ile boşanma davası ile tazminat ve fer’ileriyle sınırlı olarak İİK. mad. 283/1 kıyasen uygulanarak davacıya haciz ve satış yetkisi verilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.