Dava konusu yazıda, eleştirel bir yaklaşım ile açıklama yapıldığı; konu ile ifade arasında düşünsel bağlılık anlamında, davacının kişilik haklarına saldırının söz konusu olmadığı-
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sözleşmeye aykırılıktan kaynaklandığından, sözleşme taraflarından biri tüketici, diğeri ise satıcı olduğundan ve uyuşmazlık da tüketime konu mala ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemelerinin görevli olacağı-
Taşımaza yapılan kamulaştırmasız el atmalara karşı, mülkiyet hakkına dayanarak dava açma hakkının kural olarak, taşınmazın kayden maliki olan davacıya ait bulunmadığı, dava konusu taşınmazın davalı idarece kamulaştırıldığı ileri sürülmüşse de, mevcut tapu kaydı iptal edilmediği sürece bu iddiaya değer verilerek bir sonuca varılamayacağı-
Milli futbolcu olan davacının, kamuya mal olmuş kişilerden olduğu gözetilerek yayın tarihinden önce milli maç sırasında yaşananlar gündeme getirilmiş ve davacının davranışları eleştirilmiş olup, davacının daha sert eleştirilere katlanması konumunun gereği olduğundan eleştiri sınırı içinde kalan yayının kişilik haklarına zarar vermeyeceği-
Oyak, 205 sayılı Yasayla kurulan bir kuruluş olup, amacı, tamamen kamusaldır; tetkili organları arasında, devletin, merkezi idarede yer alan, Bakan ve Üst düzey Komutan ve yetkililer dahil resmi kişiler yer almaktadır, denetim ve kendisine tanınan ayrıcalık ve muafiyetler, bir özel tüzel kişide bulunması düşünülmeyecek boyutlardadır, bu nedenledir ki Oyak, bir kamu tüzel kişisi olduğundan davacı Oyak-Renault A.Ş. dahil benzeri tüm iştiraklerin ayırımsız sosyal yardım zammından dolayı Sosyal Sigortalar Kurumuna karşı sorumlu olduklarının kabulünün gerekeceği-
İİK.67/2 maddesi hükmü uyarınca itirazın iptali davalarında alacağın belli ve bilinebilir olması durumunda istek halinde yerleşmiş Yargıtay kararları doğrultusunda icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekmekte ise de, icra takibine konu alacağın haksız fiilden kaynaklanması ve alacağın gerçek miktarının ancak mahkeme hükmü ile belirleneceği, likit olmadığı dikkate alındığında; davacı tarafın icra inkâr tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, davacı yararına inkâr tazminatına hükmedilmesi ve hükmedilen tazminatın miktarının da gösterilmeyerek infazda kuşku yaratacak biçimde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olacağı-
Dava konusu yayında olay anlatılmış ve olayla ilgili tepkilere yer verilmiş olduğundan; yayının bu haliyle habercilik ilkelerine uygun olduğu ve hukuka aykırı bir yönü bulunmadığı-
Kooperatifin, ortağından olan alacağının tahsili bakımından icra dairesinin yetkisinin kesin yetki olmadığı- 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'un 7. maddesi uyarınca 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 120. maddesinde gösterilen faiz oranı sınırlamasının derdest davalara da uygulanacağı-
Dava konusu haberde, dava dışı kimse hakkında yürütülen soruşturma kapsamında alınan savunmasına dayanılarak haber yapılması, ortaya konulanın görünür gerçeğe uygun olması, yayının haber verme hürriyeti kapsamında kalması halinde, kişilik haklarının saldırıya uğradığından söz edilemeyeceği ve davalının da manevi tazminat ile sorumlu tutulamayacağı-
Belediye tüzel kişiliğine ait taşınmazların satışlarının bağlı olduğu şekil koşulları -
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.