Prime esas kazancın tespiti talebiyle açılan ve bölge adliye mahkemesince işçilik alacaklarına ilişkin davada verilen kararın ispata yeterli olmadığı, yazılı delil ya da yazılı delil başlangıcı olmaksızın tanık beyanları ile davanın kısmen kabulüne karar verilemeyeceği gerekçesiyle istemin reddine karar verilen eldeki davada davalı şirkette ithalat-ihracat müdürü olarak çalışan davacının 12.06.2010-12.12.2012 tarihleri arasında ne kadar ücret aldığına ilişkin özellikle Türkiye İstatistik Kurumundan (TÜİK) sorularak emsal ücret araştırması yapılması ve tüm deliler bir arada değerlendirilerek güçlü delil olduğu belirtilen işçilik alacakları ile ilgili kesinleşmiş mahkeme kararı ve ithalat ihracat müdürünün asgari ücret ile çalışmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı da gözetilerek sonucuna göre karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplandığı-
On yıldan fazla süredir aynı Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü bünyesinde mühendis olarak görev yapan davacının rotasyona tabi olduğu açık olmakla birlikte, Orman Genel Müdürlüğü Personelinin Atama ve Yer Değiştirme Esaslarına İlişkin Yönetmeliğe göre, davacının tercihlerinin ve puanının, eşinin tercihleri ve puanıyla birlikte dikkate alınması suretiyle, durumuna uygun bir birime atanması gerekmekte olup, tercihleri arasında atanabileceği birimler olmasına rağmen tercih dışı olarak Doğu Akdeniz Ormancılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü (Mersin/Tarsus) Tohum, Ağaçlandırma ve Ağaç Islahı Araştırmaları Başmühendisliği emrine atanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı-
Davaya konu edilen yayında yazının içeriği ve veriliş şekline göre konunun güncel, kamuoyunu ilgilendiren, görünür gerçeğe uygun olduğu ve davacının yayının yapıldığı günlerde kamuoyunun gündeminde olan bir şahsiyet olduğu anlaşılmakta olup, dava konusu yazı içeriğinde davacının özel hayatından bahsediliyor ise de yazı bir bütün olarak değerlendirildiğinde saldırı amacı taşımadığı, kamuoyunun gündeminde olan bir kişi hakkında kamuoyunun bilgilendirilmesinin ön planda tutulduğu anlaşıldığından ve yazının bütününe bakıldığında davalı gazetede yayınlanan yazıda davacının basına verdiği demeçlerin eleştirisel açıdan kaleme alındığı anlaşıldığından, davalı gazete de yayınlanan yazısının demokratik bir toplumda “çoğulculuk, hoşgörü ve açık düşünce” kavramları kapsamında kabul edilmesi gerekmekte olup, davacının kişilik haklarına saldırının oluşmadığı-
Taşınmazın türünün sonradan değişmesinin daha önceki geçersiz işlemleri geçerli hale getirmeyeceği; gerekmediği halde tapuya tescil edilmekle oluşmuş bir kazanılmış hak varlığından bir an için söz edilse bile bu tür taşınmazların kimsenin malı olmayacağı bu hükmün kamunun yararına konulmuş ve uyulmaması halinde düzen bozucu bir nitelik taşımış olması bakımından kamu düzeni ile ilgili olduğu bu nedenle somut olaydaki doğal olarak oluşmuş bulunan ve aynı zamanda genel su niteliğini taşıyan göle alınmış olan tapu kaydının hukukça değer taşımadığı-
Davacının aracıyla .............. Caddesi üzerinde bulunan tarihi surlar içerisindeki araç geçidinden girdiği, tarihi sur çıkışında, surların üst kısmını oluşturan taşlardan üç büyük parçanın surlardan koparak düştüğü, taşların düşmesi sonucu aracın tavan kısmı ve aracın kapılarında hasarlar meydana geldiği anlaşıldığından, eldeki davanın görüm ve çözüm yerinin adli yargı olduğu-
Yönetsel makam tarafından alınan; kişinin mülkiyet hakkını sınırlayıcı, tasarrufunu önleyici nitelikteki önleme kararının infazı ve Hazine temsilcisine teslimi suretiyle Hazinenin muaraza (sataşma) ortaya çıkardığı, bu durumda yapılan müdahalenin ve çıkarılan muarazanın (sataşmanın) haklı olduğunu söyleyebilme olanağının bulunmadığı-
Takip konusu ilamda; idarenin kamulaştırmasız elatma eyleminin 1983 yılından öncesine ait olduğuna ilişkin iddia ve bilgi bulunmadığından, kamulaştırmasız elatmaya ilişkin eylemin 1983 yılından sonra olduğunun kabulü gerektiği ve 2942 s. Kamulaştırma Kanunu'nun geçici 6. maddesinin 13. fıkrası -Anayasa'ya aykırı görülerek 13.11.2014 tarihinde- Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olmakla uygulanırlığı kalmadığından, kamulaştırmasız elatmaya dayalı tazminat ilamlardan kaynaklı davalarda borçlunun gayrimenkul, menkul, hak ve alacaklarına haciz uygulanmasının hukuka uygun olduğu, borçlunun banka şubesi'ne 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmesine ilişkin alacaklı tarafın talebinde bir usulsüzlük bulunmadığı-
Davacının daha önceki atamalarını davalıların gerçekleştirmedikleri; ayrıca, idari yargının iptal kararından sonra göreve başlatıldığının anlaşılmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekeceği-
Önalım bedeli tensip tarihi itibariyle depo ettirilmemiş, satış tarihinden yaklaşık 9 yıl sonra yatırılmasına ilişkin depo kararı verilerek satış bedelinin değerinde meydana gelen azalmanın önüne geçilmediği, davacı tarafından aradaki fark depo edildikten sonra işin esası hakkında bir hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği-
İcra takibine vaki itirazın iptali istemi-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.