Borçlunun 3. kişideki alacaklarının İİK'nun 106/2. maddesi uyarınca taşınır hükmünde olduğu, borçlunun icra mahkemesine başvurusunun, haczedilen banka hesabındaki paranın 3. kişiye ait olduğu nedeniyle haczin kaldırılması istemi olup, bu haliyle istihkak davası niteliğinde olduğu, borçlunun, haczedilen paranın 3. kişiye ait olduğu nedeniyle şikayet yolu ile haczin kaldırılmasını isteyemeyeceği gibi, istihkak davası açmasının da mümkün olmadığı, istihkak davasının ancak haczedilen taşınırın kendisine ait olduğunu iddia eden 3. kişi tarafından açılabileceği-
İstihkak davalarının asıl icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi ile davalının yerleşim yeri mahkemelerinde açılmasının mümkün olduğu-
Haczedilmiş -taşınır/taşınmaz- mal hakkında açılan istihkak davalarına bakma görevinin icra mahkemesine (tetkik merciine) ait olduğu-
Finansal kiralama konusu malın, borçlunun icra takibine uğraması halinde şikayet üzerine takip dışı bırakılacağı-
Borçlu şirketin mâli müşaviri olan davacı üçüncü kişinin, «hacizden üç yıl sonra hacizden yeni haberdar olduğunu» ileri sürmesinin, hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceği–
Vasiyet alacaklısı davacının iddia ettiği ve temyiz itirazlarında da ileri sürdüğü nedenler göz önünde bulundurularak tapu kaydının intikal işlemi sırasında davacı tarafından vasiyetnamenin tenfizine yönelik dava ve talep hakları ile ilgili ihtirazi kayıt ileri sürülüp sürülmediği araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
İstihkak davasında temyiz kesinlik sınırının tespitinde davaya konu mahcuzların değeri esas alınacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.