Hakkında iflâs kararı kesinleşen şirkete karşı açılan istihkak davasına ait dilekçesinin iflâs masasına (idaresine) tebliği sağlanarak yargılamaya devam edilmesi gerekeceği–
Dava konusu mahcuz mallarla ilgili dava dışı kişi tarafından hem icra hukuk mahkemesinde istihkak davası, hem de davalı hakkında muhafaza görevini kötüye kullanmak suçundan sulh ceza mahekmesinde dava açıldığı, derdest olan bu davaların kesinleşmesi beklenerek, eldeki yedieminlik görevinin suistimali nedeniyle uğranılan zararın ödetilmesi istemine ilişkin davada hüküm kurulacağı-
Kıyılar kamunun yararlanacağı yerlerden olup buralarda tapu kaydı oluşturulmuş ise tapunun iptalinde, Anayasanın 43., Tapu Kanununun 33., Kadastro Kanununun 16. maddesi gözönüne alınarak, kamu yararının bulunduğunun kabulü gerekeceği, ancak, kişinin mülkiyet hakkı sona erdirilirken karşılıklı hak dengesinin sağlanması için mülkiyet hakkı sahibine tazmini nitelikte bir bedelin ödeneceği, tazminatın nedeni yasa dışı bir işlemden değil hak dengesinin sağlanmasından kaynaklandığından, taşınmazın tam değerini karşılamasının da gerekli olmayacağı-
Şikayetçinin takipte borçlu olmaması nedeniyle borç muhtırası gönderilmek suretiyle borçlu haline getirilmesi ile hak ve alacaklarına haciz uygulanması usul ve yasaya aykırı olduğundan, bu gerekçe ile şikayetin kabulü gerekirken, eldeki davanın İİK’nun 99. maddesi uyarınca istihkak davası olarak görülüp yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsiz ise de; sonuçta istem kabul edildiğinden kararın sonucu itibariyle doğru olduğu, ancak, talebin “...şikayet..” olarak nitelindirilmesi karşısında harç ve vekalet ücretinin “...maktu..” olarak belirlenmesi gerektiğinden, istemin istihkak davası olarak görülmesi nedeniyle harç ve vekalet ücretine nisbi oranlar üzerinden hükmedilmesi hatalı olup, bozma sebebi ise de; bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Taşkın kullanma belirlendiği takdirde elatmanın tamamen ortadan kaldırması veya tahammül sınırları içerisine çekilebilmesi için ne gibi önlemlerin alınması gerektiği bilirkişiler aracılığı ile tespit edilerek, tarafların yarar ve çıkar dengelerini gözetilerek bunların en uygununa karar verilmesinin gerekeceği-
“Karar tefhim edilmek üzere” belirlenen duruşma gününde gelmeyen taraf vekili için temyiz süresinin kararın tefhim edildiği duruşma gününden itibaren başlayacağı–
Haczin borçlunun yokluğunda ve davacı üçüncü kişiye ait olduğu tartışmasız bulunan işyerinde yapılması nedeniyle mülkiyet karinesinin üçüncü kişi yararına sayılacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.