Vasiyetnamenin tenfizi ve taşınmazın lehine vasiyet edilen davacı adına tescili için vasiyetnamenin açılıp okunması, tüm mirasçıların vasiyetnameyi itirazsız kabul etmesi veya 1 yıllık hak düşürücü süre içinde vasiyetnamenin iptali ya da tenkis davası açılmış ise sonucunun beklenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği- Somut olayda ise, davacı tarafından yalnızca maktu başvuru harcı ile karar ve ilam harcı yatırıldığı ve davanın devamı süresinde eksik harç da tamamlanmadığı halde yargılamaya devam edildiğinin, hüküm kısmında da başlangıçta alınan harcın yeterli olduğuna ilişkin hatalı şekilde hüküm kurulduğunun anlaşıldığı, o halde, mahkemece yapılacak işin; Harçlar Kanunu'nun 16. maddesine göre, öncelikle davacıdan dava konusu taşınmazın değerini açıklatmak, bu konuda taraflar arasında ihtilaf çıkarsa taşınmazların kıymetini gerekirse keşif yapılarak belirlemek, ardından nisbi peşin harcı ikmal etmek ve delilleri bu çerçevede değerlendirip tartışarak, sonucu dairesinde hüküm kurmak olması gerekeceği-
Üçüncü kişi kendi lehine değil çalışanlar lehine istihkak iddiasında bulunduğundan bu durumda davacı üçüncü kişinin bu mallarla ilgili dava açmakta aktif dava ehliyeti bulunmadığı-
Somut olayda, şikayetçinin, velayeti kendisinde bulunan çocuklarına velayeten icra mahkemesine yaptığı başvuru, çocukların babası olan borçlunun ölümünden sonra haczedilen emekli ikramiyesi ile yetim aylığının, çocuklar tarafından mirasın reddedilmesi ile beraber terekeye dahil olmaması nedeniyle çocuklara ait olduğu, bu nedenle borçlunun borcundan dolayı haczedilemeyeceği gerekçesiyle haczin kaldırılmasından ibaret olup, yetim aylığına konulan haciz, bizzat şikayetçinin hukukunu ilgilendirdiğinden, şikayetçinin haczin kaldırılmasını istemekte hukuki yararı olduğu-HMK.'nun 33. maddesi gereğince, başvurunun hukuki tavsifi hakime ait olup, iddianın yukarıda özetlenen içeriği ve ileri sürülüş biçimi itibariyle başvurunun istihkak davası niteliğinde olduğu, o halde mahkemece, şikayetçinin haczin kaldırılması isteminin istihkak davası olarak vasıflandırılıp, noksan harcı da tamamlatılmak suretiyle yargılamanın istihkak davası kapsamında sürdürülerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Hakimin, tarafların hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp maddi vakıalarla bağlı olacağı-
Katılma yoluyla temyiz hakkının kullanılabilmesi için kararı temyiz eden tarafın temyizinin usulüne uygun olması gerektiği-
Borçlunun henüz çalışmadığı ya da çocuk yaşta olduğu dönemlerde alınmış bir eşya tespit edilirse bu kez fatura dahi sunulmasına gerek olmadan üçüncü kişinin istihkak iddiasında haklı olduğunun düşünülmesinin gerekeceği, bununla birlikte bilirkişi incelemesi sonucuna göre üçüncü kişi adına düzenlenen faturalar kapsamında kalan eşyalar yönünden de istihkak iddiasının kanıtlandığının kabul edilmesinin gerekeceği-
Yasal mirasçı tarafından süresi içinde, usulünce terekenin resmi defterinin tutulması istendiği nazara alınarak Yasada ve Tüzükte belirlenen usul çerçevesinde terekenin aktif ve pasifinin belirlenerek, defterinin tutulması yönünde işlem yapılması gerektiği-
Borçlunun konutunda ve borçlu elinde haczedilmiş olan menkuller bakımından “mülkiyet karinesi”nin, borçlu dolayısıyla alacaklı yararına sayılacağı; bu karinenin aksinin davacı üçüncü kişi tarafından güçlü ve inandırıcı delillerle kanıtlanması gerekeceği-
İşyerini borçlu kardeşinden devralan kişinin iyiniyet iddiasında bulunamayacağı (işyeri devrinin muvazaalı sayılacağı)–
Takip konusu alacağın -dava sırasında- üçüncü kişiye temlik edilmiş olduğunun anlaşılması halinde yeni (temlik alan) alacaklıya yöntemine uygun şekilde dava dilekçesi ve davetiye tebliğ edilmek suretiyle yargılamaya devam edilmesi gerekirken, dava ehliyeti olmayan eski alacaklının huzuru ile yargılamaya devam edilemeyeceği–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.