MK. 763. maddesi uyarınca satılan taşınır malın mülkiyetinin alıcıya geçmesi için taşınırın alıcıya tesliminin (zilyetliğin devrinin) zorunlu olduğu, satış sözleşmesinin noterde düzenlenmesinin sonucu değiştirmeyeceği–
İstihkak davası (iddiası) dışında, takibin tarafı olmayan üçüncü kişilerin, -kural olarak- takibe yönelik şikâyette bulunamayacakları–
Basit yargılama usulüne göre yürütülen taşınır mala ilişkin istihkak davalarında yasaca kesin yetki kuralı öngörülmediğinden yetki itirazının ancak cevap dilekçesinde (HMK'nın 19/2) ileri sürülmesi gerektiği- Kesin yetki kuralının bulunmadığı durumlarda, hâkimin doğrudan yetkisizlik kararı veremeyeceği- Eldeki davanın HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığı- HMK'da mahcuz mala ilişkin istihkak davaları ile ilgili usûl ve esasların belirlenmemiş olduğu- Ancak halen yürürlükte olan İİK'nın 50. maddesinin ise yetki konusunu düzenlerken HUMK'ya atıf yaparak kıyas yoluyla tatbik olunacağını öngörüldüğü- Dava ve haciz tarihinde yürürlükte bulunan HMK'nın yetkiyi düzenleyen 5 ilâ 19. maddeleri arasında eldeki dava ile ilgili kesin yetki kuralı öngörülmediği-
Haczin, borçlunun faaliyet adresinde yapılmış olması halinde “mülkiyet karinesi”nin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına sayılacağı, ispat yükü kendisine düşen üçüncü kişinin karinenin aksini ancak güçlü ve inandırıcı delillerle ispat edebileceği-
Üçüncü kişi şirket yetkilisi olmayan, şirketin sahibinin halasının oğlunun, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunamayacağı-
Vergi borcu için yapılan açık artırma sonucu meydana gelen mülkiyet intikallerinin yasaya uygun olmadığı ileri sürülerek ihalenin ve alıcı üzerine yapılan tapu tescilinin bozulması istemiyle açılan davalara bakmağa adliye mahkemelerinin görevli olduğu-
Davacı tarafından sunulan, isteyen her kişi adına düzenlenmesi olanaklı ve ayırt edici niteliği bulunmayan faturaların, yasal karinenin aksini ispata yeterli bulunmadığı gibi istihkak davalarında güçlü delil teşkil etmeyecekleri- Davacı 3. kişi vekili, borcun, şirketin yüzde 40 oranında ortağı konumunda bulunan kişinin şahsi borcundan doğduğunu, şirket ortaklarının şahsi borçlarından dolayı şirket mallarının haczedilemeyeceğini iddia etmişse de, borç miktarı da nazara alındığında, borcun şirket ortağının şahsi borcu olduğuna dair iddiasını da ispatlayamadığı, o halde, mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak, davanın reddi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.