Tapu sicillerinin tutulmasından ve bundan doğan zararlardan devletin sorumlu olacağı ilkesinin benimsendiği (MK. mad. 1007)- Devletin sorumluluğu tapu sicilinin tutulması sırasında, sicil memurunun hukuka aykırı işlemi ile sonuç arasında nedensellik bağının varlığı gerekli ise de eylem yada işlemin kusura dayanmasının aranmayacağı, devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluk olduğu- Adam çalıştıranın (somut olayda devletin), objektif özen eksikliğinin doğurduğu zarardan sorumlu olacağı ve çalışanın seçiminde, talimat vermede ve denetlenmesindeki eksiklik yada bozukluk nedeniyle çalışanın çevre ve ilgililer için hakların kazanılması ve kullanılması açısından özel bir tehlike oluşturacağı, sicillerin doğru tutulmasını üstlenen ve taahhüt eden devletin, aykırı kayıtlardan doğan zararları da ödemeyi taahhüt etmiş olduğu, dayanaksız ya da hukuksal duruma uymayan kayıtlar düzenlemenin ve taşınmazın niteliğinde yanlışlıklar yapmanın da aynı kapsamda düşünülmesi gerekeceği, tapu sicil memurlarının sicilde yapılması gereken işlemi yapmamaları suretiyle ortaya çıkan olumsuz eylemlerin de aynı kapsamda düşünülmesi gerekeceği-
Dava katılma alacağı isteğine ilişkin olup bu tür davalarda TMK'nun 239/2.maddesi uyarınca karar tarihinden geçerli olarak faize hükmedilmesi gerekeceği-
İlamlı takipte memur muamelesini şikayete ilişkin kararlar hakkında yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulmayacağı-
İstihkak davası üzerine takibin talikine karar verilip de neticede dava reddolunursa alacaklının alacağından bu dava dolayısıyla istifası geciken miktarın %20'sinden aşağı olmamak üzere, davacıdan tazminat alınmasına hükmolunacağı-
Alacaklı tarafından haczettirilip yediemine bırakılan malların, yedieminin yaptığı takip sonucunda ikinci defa haczedilerek satılmış olması halinde, yediemin hakkında İİK.'nun 358. maddesinin uygulanamayacağı–
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünün, anılan beton kaplama ve yeşil alanın kim tarafından ve ne zaman yapıldığı, başka bir ifadeyle davalılarca meydana getirilip getirilmediğinin saptanmasına ve dava konusu taşınmazı davalıların kullanıp kullanmadıklarının belirlenmesine bağlı olduğu, bu hususların, tanık dahil her türlü delille kanıtlanabileceği, öte yandan, belirlenen imalatları davalı Y.’un yapmış olması veya davalı Y.’un kullanımının bulunması halinde paylı mülkiyet hükümlerinin gözetilmesinin gerekeceği-
MK. 989 ve 991 hükümlerinin taşınır mallarla, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz kurallar hakkında uygulanabileceği-
Davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nin 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiasının da bulunmadığı, davacı alacaklının İİK'nin 99. maddesi hükümlerine göre istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından, 6100 sayılı HMK'nin 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Tefhim edilen «kısa karar» ile tebliğ edilen «gerekçeli karar» arasındaki fark bulunmaması halinde, temyiz süresinin tefhim, fark bulunması halinde ise tebliğ tarihinden itibaren başlayacağı–

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.