Anonim şirkette hisse senedi çıkarılmış ise, bu hisse senetlerinin İİK’nun 88. maddesi uyarınca icra müdürlüğünce fiilen haczedilip muhafaza altına alınabileceği; hisse senedi çıkarılmamış ise, borçlunun 3. kişi nezdinde bulunan bu hisselerinin, İİK’nun 94. maddesi gereğince, icra müdürünce bizzat şirket merkezine gidilerek, pay defterine işlemek suretiyle haciz işleminin gerçekleştirebileceği-
Talepte bulunan tarafın bununla ilgili masrafları peşin olarak vereceği (İİK. mad. 59)- 6352 s. Yasa ile yapılan değişikliklerin, takip tarihinden itibaren değil, haciz, satış gibi başlatılan her bir takip işlemi tarihi esas alınarak uygulanacağı- Tedbir kararında açıkça, "cebri icra yoluyla satılamaz" şeklinde bir açıklık yok ise, bu tedbir kararının taşınmazın cebri icra yoluyla satışını önlemeyeceği- Taşınmaz üzerindeki satış ve devri önleyici şerhin, İİK'nın 106. maddesindeki hak düşürücü sürelerin işlemesini engeller nitelikte olmadığı, şikayetçinin, şerhin konulduğu tarihe kadar satış isteyebileceği gibi, şerhin konulmasından sonra tedbirin kalkması ihtimaline binaen haczinin düşmemesi için İİK. mad. 106'daki sürelerde satış talebinde bulunması ve haczinin düşmemesini sağladıktan sonra kamulaştırma bedelinin, satış talebi mahiyetinde kendi dosyasına gönderilmesini talep etmesinin mümkün olduğu- Şikayetçinin haczinin düştüğünden, sıra cetveline itirazda bulunmakta hukuki yararının bulunmadığı ve bu sebeple HMK. mad. 114/1-h ve 115/2 uyarınca sıra cetveline yönelik şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Sermaye şirketlerinde alacaklıların, alacaklarını, o ortağa düşen kâr veya tasfiye payından almak yanında, borçlularına ait olan, senede bağlanmış veya bağlanmamış payların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun taşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczedilmesini ve paraya çevrilmesini isteyebileceği- Haczin, istek üzerine, pay defterine işleneceği- TTK'da yapılan bu değişiklik ile sermaye şirketi olan limited şirketlerde ortaklardan birinin kişisel alacaklısına, 6762 sayılı TTK'nun 145. maddesinin aksine, ortağın ortaklık payının haczini ve paraya çevrilmesini isteme hakkı tanıdığı, ancak bunların dışında 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 133. maddesinde limited şirket ortağının şahsi borçları nedeniyle alacaklının limited şirketin fesih ve tasfiyesini isteme hakkı düzenlenmediği-
Mahkeme kararıyla inşaat sözleşmesinin feshine hükmedildiği, çek tarihi ve sözleşme tarihlerinin aynı olduğu, sözleşmenin feshi nedeniyle yapılan ödemelerin iadesinin gerekeceği, ödeme hesabına yapılmış olsa dahi çek lehtarı olmaması nedeniyle davacıya borçlu sıfatı yüklenemediği gerekçesiyle, davacı yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
TMK'nun 676.maddesine dayalı taksim sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması gerekeceği-
İcra Dairesini haciz bildirisini alan anonim şirket, çıplak payın haczedildiğini şirket pay defterine işlemek zorundadır; ancak, çıplak pay haczi, şirket pay defterine işlenmemiş olsa bile, (haciz bildirisinin) anonim şirkete tebliğ edildiği tarihte yapılmış sayılacağı-
Borçlu, haciz ihbarnamesi gönderilen şirketin ortağı olduğundan, borçlu yönünden şikayetçi şirketin üçüncü kişi sayılmayacağı ve İİK. mad. 89 uyarınca gönderilen haciz ihbarnamesinin sonuç doğurmayacağı- Borçlunun anonim şirketteki çıplak paylarının haczinin ancak İİK. mad. 94. maddesi uyarınca yapılacak haciz işlemi ile mümkün olduğu-
Tasarrufun iptali davalarında kural olarak, tasarrufun iptal edilebilmesi için borcun doğum tarihinin iptali istenilen tasarruf tarihinden önce olması gerekeceği-
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda; borçlunun haline münasip ev alabileceği tespit edilen 70.000,00 TL'nin, borçlunun ¼ hissesine düşen taşınmazın bedeli olan 85.008,288 TL den az olduğundan mahcuzun (borçlunun hissesinin) satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, İİK.nun 278. maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığının incelenmesi gerekeceği, aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs.nin araştırılması gerekeceği, keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemlerin, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceğinin, ayrıca ticari işletmenin veya işyerindeki ticari emtianın tamamının ve mühim bir kısmının devri halinde de tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastının irdelenmesi gerekeceği, öte yandan İİK.nun 279. maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin de takdir olunması gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.