Edimler arasında aşırı orantısızlık bulunduğu iddiasıyla açılan alacak davasında, harca esas değer olarak 50.000,00 TL gösterildiği, ancak dava dilekçesinde 450.000,00 TL alacağın bulunduğu açıkça belirtildiğinden mahkemece davacıya dava konusu olan alacak miktarının açıklattırılarak, davasını tam dava olarak sürdürmesi ve toplam alacak üzerinden eksik peşin harcı tamamlaması konusunda kesin süre verilip, sonucuna göre bir karar tesisi gerektiği-
Trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemi-
Kamulaştırma davasında davacının taşınmaza dikmiş olduğu ağaçlar için belirlenen bedeli almış olan davalıların, ağaçları benimsedikleri ve dolayısıyla davacı aleyhine sebepsiz olarak zenginleştikleri, o halde, mahkemece; davacı tarafından dikilen ağaçların bilirkişi tarafından belirlenen değerinin (kamulaştırma davasında da ağaçlar için aynı tutarda kamulaştırma bedeline hükmedilmiş olduğu gözetilerek) davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekeceği-
Destekten yoksunluk zararının hesabında müteveffanın gelirinin belirlenmesinin tazminatın doğru tespiti açısında önemli olduğu- Davacının maruz kaldığı destekten yoksun kalma zararının belirlenebilmesi için, desteğin son gelir durumunun net olarak belirlenmesi gerektiği-   SGK’dan gelen yazı cevapları da gözetildiğinde, muris çok kısa süreli ve düzensiz olarak masaj salonu ve güzellik salonu gibi farklı yerlerde çalışmış olup gelirinin asgari ücret üzerinde olduğu ispatlanamamış olduğundan, mahkemece desteğin gelirinin asgari ücret üzerinden belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesinin hatalı olduğu- Hatır taşımalarında hakim mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerektiği-  "Hükmedilecek tazminattan takdiren %10 indirim yapılmasının hakkaniyete uygun düşeceğinden bahisle %10 indirim" yapılmış ise de, bu indirim yeterli olmayıp hatır taşıması ve müterafik kusur nedeniyle, somut olayda, %20 oranında indirim yapılması gerektiği- Kaza tarihindeki yaşa göre %38 oranı yerine, yerinde olmayan gerekçeyle rapor tarihindeki yaşa göre %20 oranında evlenme ihtimali indirimi yapılmasının isabetsiz olduğu-  Zorunlu trafik sigortacıları olan şirketlerin kaza tarihinde geçerli ölüm halinde kişi başına poliçe limiti 175.000’er TL olup poliçe limiti her bir sigorta şirketi için ayrı ayrı aşıldığı halde, poliçe limitiyle sınırlı sorumlu oldukları gözetilmeksizin hükmedilen maddi tazminatın tamamından diğer davalılarla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalarının hatalı olduğu-
Eski hale getirme bedelinin tahsili amacı ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin davada; davacı tarafından mahallinde yaptırılan tespit sonucu düzenlenen 03/08/2006 günlü ve bilirkişi F.N. imzalı bilirkişi raporunun mahkemece denetlenmediği; aynı şekilde bu dava dosyasında da denetlenmemiş sadece faiz yönünden bilirkişi incelemesi yaptırıldığı; bu durumda mahkemece mahallinde keşif yapılarak veya itiraza uğrayan tespit raporu üzerinde yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılarak raporda belirtilen zararların ve giderilmesi için belirtilen miktarların denetlenmesi, ondan sonra işin esası ile ilgili bir karar verilmesi gerektiği-
Davacının, elektrik çarpması nedeni ile maluliyetinin bulunmaması ve öğrenci olması gerekçesi ile "maddi tazminat talebinin reddi gerektiği" gerekçede vurgulandığı halde, hüküm kısmında "davacı lehine 400TL maddi tazminata" karar verilmesinin gerekçeyle hüküm arasında çelişki oluşturduğu-
Sebepsiz zenginleşmeden doğan alacağın, (yersiz ödenen paranın) tahsili istemine ilişkin davada; HGK'nun 26.10.1966 gün ve 1965/302 E.- 1966/279 K.sayılı ilamında da açıklandığı üzere; Borçlar Kanunu'nun sebepsiz zenginleşmeye ilişkin hükümlerinden doğan uyuşmazlıklarda, yetkili mahkemenin; davalının, Türk Medeni Kanunu uyarınca ikametgahı sayılan yer mahkemesi olduğu; dir. davalının yekti itirazında, davanın davalı ikamet adresinin bulunduğu yer mahkemesinde açılması gerektiğini belirttiği; yetkili mahkemeyi gösterdiği; yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek hüküm kurulmasının doğru olmadığı -
Tapulu taşınmazın haricen satın alınmasına dayalı tapu iptali ve tescil ve mümkün olmaması halinde alacak isteğine ilişkin davada, sözleşmenin yapıldığı tarihten itibaren sözleşmede yer alan bedelin TEFE– TÜFE endekslerindeki artışlar ile, altın, döviz fiyat ve kurlarındaki artışlar, işçi ve memur aylıklarındaki artışlar gözetilerek denkleştirici adalet kuralları uyarınca, dava tarihine kadar uyarlaması yapılarak dava tarihinde harici satış senedindeki miktarın ulaştığı değerin belirlenmesi gerekeceği-
Davalı tarafından kanuni süresi içinde ek davaya karşı zamanaşımı def'inde bulunulmasına ve ek dava tarihi itibari ile zamanaşımına uğrayan bir kısım alacak olmasına rağmen, davalının zamanaşımı defi dikkate alınmadan sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.