Bonoda keşideciye karşı yapılacak takiplerde zamanaşımı süresinin üç yıl olduğu; istihkak davasının zamanaşımını kesmeyeceği-
İİK'nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarının, tasarruf konusu malların aynı ile ilgili olmayıp, alacaklıya alacağını temin imkanı sağlayan nispi nitelikteki bir dava türü olup, ihtiyati haczin İİK'nın 281/2 maddesinde ayrıca ve açıkça düzenlenmiş olduğu- Bu gibi davalarda, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için davanın tam olarak kanıtlanması gerekmediği, ileri sürülüş biçimine ve delil durumuna göre, yaklaşık ispat durumunda ihtiyati haciz kararı verilebileceği konusunda duraksamamak gerektiği, somut olayda dosya içeriğine göre ihtiyati hacze hükmedilmesine ilişkin koşulların gerçekleştiğinin anlaşıldığı, kaldı ki değişen durum ve koşullara göre ilk derece mahkemesi tarafından bu hususta her zaman yeni bir değerlendirme ve karar verilmesinin de mümkün olup, açıklamalar ışığında davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz isteminin reddine ilişkin ara kararının HMK 353/1-b/2 maddesi uyarınca kaldırılarak tasarrufun iptaline konu taşınmazlara alacak ve ferileriyle sınırlı olmak üzere ihtiyati haciz kararı verilmesinin isabetli olacağı-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat istemi-
5684 sayılı Sigortacılık Yasası’nın 30/12. maddesi gereği sigorta tahkim komisyonlarının 40.000,00 TL'yi geçmeyen kararları kesin olduğu- İhtiyari dava arkadaşı olan davalılar yönünden, 40.000,00 TL'lik kesinlik sınırı her bir davacı yönünden ayrı ayrı gözetilmesi gerektiği- Davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun kapsamının, 01.06.2015, yani davaya konu trafik kazasından sonra yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’na göre belirleneceği- Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.6. maddesinin d bendi uyarınca, “Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri,”nin teminat dışında kalacağı- Dava konusu poliçe, 01/06/2015 tarihinden sonra akdedilmiş olduğundan bu genel şartların dikkate alınarak başvurunun davacı bakımından reddi gerektiği-
Araç kira sözleşmesi ve kesinleşmiş mahkeme kararı uyarınca davacı kiracı tarafından, sigortalı olan dava dışı şirkete ödenen hasar bedelinin aracın kasko sigorta şirketinden tahsili istemi ile açılan eldeki dava dosyasında, davacı kiracının taraf sıfatının bulunup bulunmadığı- Sigortalı dava dışı şirketin uğradığı zararın, davacı şirket tarafından aralarındaki araç kira sözleşmesi hükümlerine istinaden mahkeme kararı sonucu tazmin edildiği, davacının kira sözleşmesi ve kesinleşmiş mahkeme kararına istinaden davalı kasko şirketinden tazminat talebinde bulunduğu uyuşmazlıkta, alacağın davacıya temliki veya devrine dair dosyada herhangi bir belge-bilgi bulunmadığı, bu durumda nispilik ilkesi ve ilgili mevzuat uyarınca davalı sigorta şirketine karşı ancak kendi akidi tarafından dava açılabileceği, davacı kiracının taraf sıfatı bulunmadığı- Taraf sıfatının yokluğunun yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden nazara alınması gerektiği-
Tazminat davası-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi tazminat istemi-
Ayıp ve kusurlu imalatlar ve eksik ifa nedeni ile satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, Yargıtayca "nispi metod" yönteminin benimsendiği- Buna göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlendiği- Bu hususlar gözetilmeksizin bilirkişi tarafından hesaplanan dairedeki değer kaybının davalıdan tahsiline karar verilmes halinde, mahkemece, bilirkişiden taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle, satış tarihi itibariyle dairenin ayıpsız rayiç değeri ile, ayıplı rayiç değeri ayrı ayrı belirlenmeli, belirlenecek bu miktarlar birbirine oranlanmalı, tespit edilecek bu oran da taraflar arasında gerçek satış bedeline uygulanarak, satış bedelinden indirilmesi gereken miktar bu şekilde belirlenerek bir karar verilmesi gerektiği-
8. HD. 14.03.2017 T. E: 2016/1978, K: 3536-
Asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişkinin işbölüm olmayıp görev ilişkisi olduğu- Göreve ilişkin kuralların kamu düzeni ile ilgili olduğu ve mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerektiği- Türk Ticaret Kanun'unda düzenlenen hususların ticari dava olduğu ve ticari davalara bakmakla görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.