Anonim şirketin yönetim ve denetim kurulu üyelerinin fiilleri sonucu ortaya çıkan zararın tazmini istemi-
Alacak davası-
Mahkemece dava dilekçesinde araç mahrumiyete yönelik talebi olmadığı halde talep aşılarak ve davalının sorumlu olmadığı araç mahrumiyet bedeli de dahil edilerek hüküm kurulmasının, yargılamaya hakim olan ilkelerden olan “taleple bağlılık ilkesi” uyarınca bozmayı gerektirtiği (HMK. m. 26)-
Islahla arttırılan miktara yönelik zamanaşımı def''i değerlendirilmeden hüküm kurulmuş olmasının usul ve yasaya uygun olmadığı-
9. HD. 02.07.2018 T. E: 2015/20899, K: 14322-
İlamda faize hükmedilmesi halinde, asıl alacağın ödenmiş olması durumunda fazlaya ilişkin hak saklı tutulmasa dahi faiz istenebileceği, ancak ilamda faize ilişkin hüküm yok ise alacaklının, ilk takipte karar tarihinden itibaren faiz istememişse artık müstakilen faiz için ikinci bir takip yapamayacağı-
Hayat sigorta sözleşmesine dayalı tazminat istemi-
Tazminat davası-
Mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında belirtilen (davacıların açtığı tapu iptal ve tescil davasının kesinleştiği) tarihin, sözleşmenin ifasının imkansız hale geldiği tarih olduğu, bu nedenle; mahkemece verilen ilk kararın, davacıların murisi tarafından ödenen bedellerin bu tarih itibariyle ulaştığı güncel değerin tahsiline hükmedilmesi gerektiğinden bahisle bozulduğu- Mahkemece; geçersiz taşınmaz satış sözleşmesi uyarınca ödenen bedellerin, bilirkişi tarafından bu tarih itibariyle ulaştığı belirlenen değerinin davalılardan tahsiline karar verilmesi gerektiği-
Aynı takibe ilişkin olarak alacaklının ikame ettiği itirazın iptali davasında verilen hüküm ile buna dayanak takipte istenilip itirazın iptali davasının müddeabihinin içinde yer alan "işleyecek faiz miktarına" ilişkin menfi tespit istemli davanın dayanağı olan olay ve olgular aynı olduğundan ve işleyecek faiz oranı, itirazın iptali davasında verilen karar ile kesinleştiğinden, bu miktarın başka bir mahkemede menfi tespit istemiyle yeniden tartışılmasının kesin hüküm nedeniyle mümkün olmadığı- "Menfi tespit davasının "hukuki yarara" ilişkin dava şartı yokluğundan reddedilmesi gerektiği ve direnme kararının bu değişik gerekçe ile bozulmasının yerinde olacağı" şeklindeki görüş ile; "Ödeme emrinde açıkça işleyecek faize itiraz edilmemiş olması nedeniyle itirazın iptali davasını gören mahkemece bu hususa girilerek hüküm tesisinin mümkün olmadığı, işleyecek faizin bu yönde ödeme emrine süresinde yapılmış bir itiraz olmadığından takip hukuku anlamında kesinleştiği ancak bu durumun maddi anlamda kesin hüküm kavramı içerisinde değerlendirilemeyeceği, borçlunun takipte kesinleşen faizle ilgili menfi tespit davası açmasında hukuki yararının bulunduğu" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.