Alacak davası-
Önceki yönetim kurulu üyesine ödenen bedelin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemi- Şirket kayıt ve defterleri incelenerek davalının hangi tarihler arası şirket yönetim kurulu üyesi olarak görev aldığı, görev yaptığı döneme ilişkin gerek davalıya gerekse aynı dönemlerde görev yapan diğer yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı ödenmesine ilişkin genel kurul kararı bulunup bulunmadığı, fiilen ödeme yapılıp yapılmadığı, genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı ödenmesine ilişkin kararın geçmiş yıllarda alınıp alınmadığı, son genel kurul tarihi itibariyle davacı şirket ile davalı yönetim kurulu üyesi arasındaki alacak borç ilişkisinin şirket defterlerinde ne şekilde görüldüğünün değerlendirmesi gerektiği-
17. HD. 10.10.2019 T. E: 2017/1601, K: 9200-
Karardan sonra yürürlüğe giren 7251 sayılı Kanun uyarınca bozmadan sonra ıslahın mümkün hale gelmesi ve bu değişikliğin usule ilişkin olması nedeniyle derdest davalarda da uygulanması gerektiğinden mahkemece ıslahla arttırılan talebin de değerlendirilerek, sonucuna uygun karar verilmesi gerektiği- Yapı kooperatifinin amacının ortakların akçalı yükümlülüklerini yerine getirmeleri karşılığında anasözleşmeye uygun, konut ya da işyeri teslim etmek olduğu, kendisine konut tahsis ve teslimi yapılamayan ortağın, ödemesi eksik olmayan diğer üyelere verilen emsal bir konutun dava tarihi itibariyle rayiç değerini talep edebileceğinin, hiç ödemesi yok ise konut karşılığı tazminat talep hakkı olduğu, eksik ödemesi olan bir üyenin ise, konut karşılığı tazminat talep hakkı olduğu-
Krediye bağlı işyeri sigorta poliçesi nedeniyle tazminat istemi- İhtiyari nitelikteki işyeri sigortası poliçesinin ilk prim taksidinin riziko tarihinden önce ödenmediği, davalı banka nezdinde prim ödemesi için yeterli mevcudun bulunduğu, davalı bankanın, aylık toplam 249,00 TL prim ödemesi için gerekli tutarın dosya kapsamındaki evraklardan anlaşıldığı üzere banka uhdesinde mevcut olduğu davalı Bankanın bunu prim ödemesi için kullanmadığı, sigortalı davacıya Yönetmelik hükümleri gereği bilgi vermesi zorunlu olduğundan ve bu bilgilendirmenin yapıldığı da ispat edilmediğinden, kusurlu olduğu- Davacı sigortalının da, ihtiyari nitelikteki işyeri sigorta poliçesinin priminin yatırılıp yatırılmadığı konusunda kendisine düşen özen yükümlülüğünü yerine getirmeyişi nedeniyle müterafik kusuru olduğu-
Uyuşmazlık salt 506 sayılı yasadan kaynaklanmamıştır; uyuşmazlığın çözümünde yanlar arasındaki hukuki ilişkide öncelikle Borçlar Kanununun adam çalıştırma ilkeleri ve vekalet akdi hükümleri uygulanabileceğinden bu durumda açık kanun hükmü ile iş mahkemesinde görüleceği belirtilmemiş olan bu tür davaların genel mahkemelerde görüleceği-
Yerel mahkeme karar gerekçesinin dava konusu trafik kazası ile ilgili olmadığı, tamamen farklı bir kaza nedeniyle tazminat istemine ilişkin olduğunun, dolayısıyla denetime imkan bulunmadığının anlaşıldığı, HMK.'nun 297. maddesinde belirtilen hükümlere uymayan, gerekçesi denetime imkan vermeyen mahkeme hükmünün bu nedenle bozulması gerektiği-
Hakimin, tarafların tüm talepleri hakkında bir karar vermek zorunda olduğu, karşı davada A blok zemin ve 1. kat no'lu taşınmazın tapu kaydı üzerine konulan şerhin kaldırılması talebi konusunda herhangi bir karar verilmemiş olmasının doğru olmadığı-
MK’nun 1007. Maddesinde düzenlenen zararın, taşınmazın tamamen davacının elinden çıktığı günde gerçekleşmiş olacağı, taşınmaz değerinin saptanmasında emsal metodunun uygulandığı durumlarda emsal taşınmaz ile dava konusu taşınmazın DOP düşülmüş imar parseli olup olmadığının araştırılması gerekeceği-
Davacı işveren şirkete ait aracın davalı çalışan idaresinde iken trafik kazası sonucu hasar bedelinin tazmini istemi-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.