Davacıların murisi tarafından davalılara yapılan ödemelerin karşılığı olarak davalı şirketin ½ payının davacılar adına pay defterine kaydedilmesi, aksi halde bu amaçla ödenen paranın davalılardan tahsili istemi- Taraflar arasındaki sözleşmeye dayalı olarak ödenen paranın iadesi talep olunduğundan ve dava tarihinden önce davalı taraf temerrüde düşürülmediğinden, alacağa dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinde bir isabetsizlik olmadığı- Davacıların murisi tarafından yapılan ödemeler tespit edilirken banka hesap ekstreleri dışında bir takım fotokopi makbuz, fatura ve belgeler de dikkate alınmış olup bu belgeler davalı tarafça kabul edilmediğinden, mahkemece, davacı tarafa banka ekstreleri dışındaki fotokopi belgelerin asıllarının sunulması için süre verilmesi, belge asılları sunulursa yapılan ödemelerin tespitinde bu belgelerin dikkate alınması, aksi halde ise bu belgelerde yazılı ödemelerden davalıların sorumlu tutulamayacaklarının gözetilmesi gerektiği- Gerçek şahıs davalılara yapılan bir ödeme varsa, ödeme yapılan bu şahısların yapılan ödemeler tutarınca sorumluluklarına karar verilmesi gerektiği- 818 sayılı BK. mad. 83 uyarınca da, yabancı para borcunun ödenmemesi halinde alacaklının, bu borcun vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini isteyebilmesinin mümkün olduğu-
23.11.1990 tarihinde yürürlüğe giren 3678 sayılı Yasanın 29. maddesi ile Borçlar Kanunu'nun 83. maddesine bir fıkra eklenerek, yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklının, bu borcun vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini isteyebileceğinin kabul edildiği, aynı Yasanın geçici 1. maddesine göre bu Kanunun 29. ve 30. maddesinin, yürürlük tarihinden önceki tarihli ilişkilerden doğan ve halen görülmekte olan davalarda uygulanamayacağı-
Kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine ilişkin davada; fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil ve hafta tatili ücretlerinde yapılacak takdiri indirim sonucu davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesi hakkaniyete aykırı sonuçlara sebep olduğundan ve konuyla ilgili olarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde de herhangi bir kurala yer verilmediğinden, indirim sebebiyle reddine karar verilen miktar bakımından, kendisini vekille temsil ettirmiş olan davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilemeyeceği; mahkemece bilirkişi tarafından belirlenip, davacı tarafça ıslah edilen alacaklardan daha fazla indirim yapılarak davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığı iddiasına dayalı verilen paranın tahsili istemi-
Kısmi davada tercih hakkını yabancı para alacağının Türk Lirası üzerinden ödenmesi şeklinde kullanan davacının bundan sonra tercihinden dönüp yabancı para üzerinden tahsil isteyemeyeceği-
Trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemi-
Alacaklı takip talebinde takip tarihi itibariyle asıl alacağını ve bu alacağa işlemiş faizi TL'ye çevirip alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz talep etmişse de, mahkeme ilamında alacağın tahsili yönünde alacaklıya TBK. mad. 99 kapsamında seçimlik hak tanınmamış olduğundan, alacağın takip talepnamesinde ".... alacağı olarak tahsili ve fiili ödeme günündeki kur üzerinden TL'ye çevrilmesi bu tarihe kadar da .... alacağına ilama uygun olacak şekilde yabancı para faizi işletilmesi, TL olarak yapılan kısmı ödemenin de, ödenen TL'nin karşılığı olan .... miktarınca yabancı para borcundan (TBK. 100. md. nazara alınarak) düşülmesi suretiyle ve bakiye yabancı para alacağına da yine tahsil tarihine kadar .... cinsinden mevduata uygulanan yasal faiz işleyeceği"nin kabulü gerektiği-
Davacı-karşılık davalı Turcas’ın bu şekilde sahibi olduğu intifa hakkını taraflar arasında düzenlenen işletme sözleşmesi ile davalı-karşı davacı eliyle kullandığı, bağıtlanan işletme sözleşmesinin kapsamı ve yapılacak işin niteliği gözetildiğinde, davacı-karşı davalı lehine taşınmazda kurulan intifa hakkının, süresi itibariyle mülkiyet hakkını zedeleyici ağırlıkta olduğunun kabulünün mümkün olmayacağı, kaldı ki işletme sözleşmesinin feshedilmesinin intifa hakkını ortadan kaldırmayacağının da intifa hakkına ilişkin resmi senette açıkça düzenlendiği, tapuya tescil edilmiş bulunan intifa hakkını sona erdiren haller M.K. 720. maddede açıkça düzenlenmiş olup, somut olayda da intifa hakkının terkinini haklı gösterebilecek bir nedenin varlığının kanıtlanmamış olmasına göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekeceği-
Borçlu tarafından, dosya borcunun, asıl alacak ve fer'ileri ile birlikte tamamı icra dairesine depo edilmiş olması ve verilen tehiri icra kararı üzerine de takip durması ile mahkemece, aşkın hale gelen hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
İcra vekalet ücreti ve tahsil harcının, yabancı para alacağının fiili ödeme (tahsil) tarihindeki kur karşılığı üzerinden bulunacak miktar üzerinden hesaplanması gerektiği- (İcra takiplerinde, takipten sonra işleyecek olan faizlerin, harcın hesabında nazara alınmayacağı)- Alacaklılar, takipte yabancı para alacağının fiili ödeme tarihindeki kur karşılığı üzerinden tahsili talebinde bulunduğundan ve tahsil harcının alacağın ödenmesi sırasında alınması gerekmesi nedeni ile tahsil harcına esas matrahın, yabancı para 'asıl' alacağının fiili ödeme tarihindeki kur karşılığı üzerinden bulunacak miktar üzerinden hesaplanması gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.