Davanın açıldığı tarihte davacının elindeki belgelerden davanın miktarı biliniyor yahut tespit edilebiliyorsa, böyle bir dava belirsiz alacak davası açılamayacağı- Davanın açıldığı tarihte davacının elindeki belgelerden davanın miktarının bilindiği ve bilinen miktar itibariyle uyuşmazlığın çözümü de tüketici hakem heyetinin görev alanına giriyorsa, söz konusu uyuşmazlıkla ilgili olarak tüketici hakem heyetine başvurmadan tüketici mahkemesinde dava açılamayacağı- Yaklaşık bir yıl on beş günlük kira kaybının davanın açıldığı tarihte davacı tarafından tespiti mümkün olmadığından ve bunun tespiti ancak mahkemece yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile mümkün olacağından dava dilekçesinde bu alacağın 1.500 TL'lik kısmının talep edildiği gerekçesiyle tüketici hakem heyetinin görevli olduğundan bahisle davanın usulden reddine karar verilemeyeceği-
Davacının, vergide kayıtlı bulunduğu dönemde, sürenin 1479 s. Kanun kapsamında bağkur sigortalılığının tespiti istemine ilişkin dava-
Davalı tarafından kanuni süresi içinde ek davaya karşı zamanaşımı def'inde bulunulmasına ve ek dava tarihi itibari ile zamanaşımına uğrayan bir kısım alacak olmasına rağmen, davalının zamanaşımı defi dikkate alınmadan sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-
İbranamenin miktar hanesine "0" rakamının sonradan eklenip eklenmediği hususuna ilişkin olarak Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi, belgede tahrifat yapıldığını gösterir nitelikte bulgu saptanamadığı, yazı ve rakamların aynı zamanda mı yoksa farklı zamanlarda mı yazıldıkları hususunda ise mürekkeplerde yazı yaş tayinine yarayan bilimsel herhangi bir yöntem bulunmadığından tespite gidilemediğinin bildirildiği- Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden alınan raporlarla uyuşmazlık konusunun irdelenerek sahtecilik iddiasının çözüme kavuşturulmuş olduğu konusunda duraksama bulunmadığı; hal böyle olunca, Yerel Mahkemenin yeniden bilirkişi raporu alınmasına gerek olmadığını kabul eden direnme kararının yerinde olduğu-
Rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunduğu; bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalı sigortacının temerrüt faizinden sorumlu olduğu, davacı tarafın, davadan önce başvurusunun bulunmadığı durumda ise, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği, ıslah edilen kısım içinde dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi gerektiği-
Fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel ücreti alacaklarına yönelik talepler bakımından, alacak iddiasının tanık anlatımlarına dayanması sebebiyle, kabul ihtimalinde hesaba esas alınan süre ve alacağın miktarı nazara alınarak takdir edilecek uygun oranda indirim yapılması gerekliliği söz konusu olduğundan ve hakimin takdir yetkisine bağlı olarak yapılacak indirim oranı baştan belirli olmadığından, söz konusu alacakların belirsiz olduğu - Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacakları bakımından ise, davacı, çalışma süresini, kendisine en son ödenen aylık ücret miktarını, tazminat hesaplamasına esas alınacak aylık ücrete ek para veya parayla ölçülebilen sosyal menfaatleri, hak kazandığı izin süresini, çalışma süresi boyunca varsa kullanmadığı veya karşılığı ödenmeyen izin sürelerini belirleyebilecek durumda olduğundan, dava konusu kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının gerçekte belirlenebilir alacaklar olduğu ve dolayısıyla belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri nazara alınarak, hukuki yarar yokluğundan anılan alacaklara yönelik taleplerin usulden reddine karar verilmesi gerektiği - davacının ayın iki haftasında fazla çalışma yapmadığı, geri kalan iki haftasında ise haftalık oniki saat fazla çalışma yaptığı esas alınarak hesaplama yapılacağı belirtilmiş olmasına rağmen, hesaplama tablosunda, söz konusu açıklamayla çelişkili olacak şekilde ayın tüm haftaları bakımından fazla çalışma ücretinin hesaplanmış olmasının bozmayı gerektirdiği -
Kısmi alacak için açılan davada müddeabihin ıslah ile artırılan kısmına ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekeceği, alacağın tümü için dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine hükmedilemeyeceği-
02/12/2020 tarihli İcra Müdürlüğü satış kararında; "2- Satışa çıkarılacak mal ilanının, ................ İcra Müdürlüğü satışa ait ilan panosu ile UYAP elektronik ortam ile yayınlattırmak suretiyle yapılmasına, taşınmazların münferit değerleri, usul ekonomisi ve taraf menfaatleri gereğince gazete ilanı yapılmasına yer olmadığına, " karar verildiği ve satışa konu Diyarbakır İli Bağlar İlçesi 4705 ada 1 parselde bulunan 36 adet dükkan vasfındaki taşınmazların 02.02.2021 ve 03.02.2021 tarihlerinde yapılan ihalelerde alacağa mahsuben alacaklı vekiline ihale edildiği, taşınmazların muhammen bedellerinin çok altında satılması karşısında taşınmazların bulunduğu Belediye sınırları içerisinde ilan yapılmamasının ihaleye yeterli katılımın olmasını engellediği ve ilanın gerekli talep ve talibi artırmaya yönelik yapılmadığı anlaşıldığından, mahkemece satışa konu 36 adet dükkan vasıflı taşınmaza dair yapılan ihalelerin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Alacağın yalnızca bir bölümü için açılan davanın kısmi dava olduğu bir davanın kısmi dava olarak nitelendirilebilmesi için alacağın tümünün aynı hukuki ilişkiden doğmuş olmasının ve alacağın şimdilik belirli bir kesiminin dava edilmesi gerekeceği-
12. HD. 10.06.2013 T. E: 15441, K: 21555-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.